E-Dergi

Kale her daim ilgimi çeken bir mekan olmuştur. Zihnimde savaşı, tarihi çağrıştırır hep... Kalesiz bir kaç memleket gezdikten sonra Ankara'ya varmak. Ulus'tan heybetine kapılarak koşar adım çıkmak o merdivenler ve en yüksek noktadan Ankara'ya bakmak... Kaleyle geçen kalede geçen yıllar... Her Ankara ziyaretçisini elinden tutup kaleye koşturmak... Kendi kale deneyimin zihnimde yarattığı terennümü bırakıp eseri konuşmak gerekirse... Bu kitapta güzel bir Ankara tarihi anlatımı ve kalenin dünden bugüne evrimine şahitlik var. Bir de kalenin yazarlarda yarattığı muhteşem havayı hissederek, kalenin bende uyandırdığı hislere bir tercüman bulmuş oldum. Yazarlara şükranlarımı sunarım.

İnsanın kenti tasarlaması ve kentin maddi yapısına şekil vermesinin ve kent tasarımcılarının tarih boyunca dönemin ruhuna göre kente vermeye çalıştığı kalıbın insanı da bir kalıba sokmasının öyküsü. Kentin öyküsü, medeniyetin öyküsü.

Russell bu eserinde kaleme aldığı makalelerinde yer yer yazıldığı dönemin baskın ideolojilerini, yer yer kapitalizm dayattığı yaşam biçimini eleştiriyor. Üstat eleştirisini orta koyarken sistemi zihnimizde yıkmakla kalmıyor, bize yeni umut dolu dünyalarında kapılarını aralıyor.

Kapitalizmin son 50 yılında yaşadığı dönüşümü çok kısa ve öz olarak gözler önüne seriyor.

Bu kitap lisansüstü eğitime başlayanlara okutulması gereken ilk eser olmalıdır. Yazar bir fizikçi olarak pozitivist bilime sağlam bir eleştiri getirmiş. Bugün özellikle akademimizin sindirmesi gereken bir eser. Eserde pozitivist bilimin ne olduğu ve bilimin ne olması gerektiği güzel bir şekilde dile getirilmiş.