E-Dergi

Her satırı bir özdeyiş içeren bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum ve bununla da kalmayarak arkadaşlarıma hediye ediyorum. Herkes inanılmaz beğeniyor ve onlar da çevrelerine hediye ediyorlar.:-).Bu kitabı kesinlikle kaçırmamanızı ve zaman zaman açarak tekrar tekrar okumanızı tavsiye ederim. Halil Cibran, aynı Yunus Emre gibi bazı gizli öğreti ve gerçekleri şiirsi bir dille günlük hayata uygulayarak halk için anlatıyor.

"Önce kendinizi vermeye hak kazanmış ve
verme olayında bir aracı olarak görün.

Çünkü gerçekte herşeyi veren hayattır
ve siz kendinizi bir verici olarak belirlediğinizde,
sadece bir tanık olduğunuzu unutuyorsunuz."

Kitap gerçekten büyülü ve güzel ama kitabın sonu bende büyük bir hayalkırıklığı yarattı. Çünkü aslında beklenilen bir son, mesaj vb. gibi birşey yok. Çok sevdiğiniz bir filmi heyecanla izlerken, filmin tam sonunda televizyonun bozulmasının vereceği hayalkırıklığı gibi.

Kitabın yarısından fazlasını okudum,henüz bitmedi.Evet, bazı örgütler var ve görüldüğü gibi değiller. Fakat yazar herşeyi birbirine karıştırmış.Mesela kuyruğunu ısıran yılan sembolü başka anlamlarda da kullanılır ve bunu her kullanan kötü kişi demek değildir.Ya da Hitler, H.P.Blavatsky okuyor diye, Blavatsky kötü biri demek değildir. Burada okuyan kişi faktörü de var. Herkes herşeyi kendine göre uyduruyor. Nasıl Einstein'in iyi bir amaç için ortaya çıkan teorisinden sonra atom bombası türediyse, bu ezoterik konular da böyle.
Amerika'lılar 11 Eylül'den sonra İslami çevre ve kişilere tepki duymaya başladılar.Bu da tüm Müslümanlar kötüdür gibi bir davranış şekli ve eğer biz de Aydoğan Vatandaş gibi düşünürsek; o zaman biz de eleştirdiğimiz Amerikalılar gibi davranmış olmuyor muyuz?
Aydoğan Vatandaş biraz da bu olayların iyi taraflarını da araştırmalı. Kötü diye anlattığı şeyler ve semboller; tasavvuf vb. gibi alanlarda da var.Aman dikkat, iyi araştıralım, eklektik yürüyelim. Böyle tek taraflı araştırmalar yanlış yola götürebilir. Yazar iyi bir araştırmacı ama eksiklikler çok.

George Orwell bu kitapta "Big Brother is watching you" temasını işlemiş ve insanların çeşitli şekillerde uyutularak yaşamlarının nasıl mekanize hale geldiğine örnek bir yaşam şekli senaryosu yazmış. Yazılanlar senaryo gibi gelse de aslında dünyada buna benzer oyunların üzerimizde sürekli oynandığına dair şüphe yok gibi..Bu kadar aşikar olmasa da.Biraz karamsar ve moral bozucu ama gerçekten beyin açıcı bir kitap...

Bu kitap daha önce de belirtildiği gibi felsefenin temel taşlarını oluşturan kişi ve görüşleri, bir çocuğun anlayabileceği şekilde çok açık ve hikayeye uyarlanmış biçimde de çok akıcı anlatıyor. Böylece insanların felsefeyi sevmesini sağlıyor. Kitapta etik veya tarih felsefesine değil, genelde sosyopolitik'e ve Yunanlı düşünürlere değinilmiş.Zaten etik ve tarih felsefesinin bir çocuğa ağır geleceği düşünülürse, pek de hata yapılmış sayılmaz. Fakat felsefe sadece filozofların görüşlerinden oluşan birşey değildir. Felsefe "Bilgeliğe ve bilgiye duyulan aşk" olup; tek ve yegane anlamı budur.Günümüzdeki yozlaşmış şekli bir anlam taşımamaktadır.Bu bilginin ise doğru, tarafsız ve sağduyulu olması gerekmektedir.Öğrenmeye çalışan insanın erdemli olması, bencillik ve egolarından kurtulmuş olması gerekmektedir.Herkes filozof olabilir.Yeter ki sürekli öğrenip kendini geliştirmeye ve yalın tarafsız gerçeğe ulaşmaya kendini adamış olsun.Kitap da başlangıç teşkil etmesi açısından çok önemli bir yerde duruyor bence.Bir fikir yelpazesi oluşturarak, insanlığın düşünce tarihinden kesitler sunmuş.Hem de oldukça eğlenceli hale getirerek.Bir çok insanın düşünce tarihine merak sarmasına sebep olan bir kitaptır.Bence ister felsefeye gönül vermiş olsun, isterse olmasın; herkesin düşünce tarihi konusunda en az "Sofi'nin Dünyası" nı okumuş olması gerek diye düşünüyorum. Tabii eğer gerçeklere karşı kör, gözü kapalı ya da umursamaz şeklinde yaşamak istemiyorsa.