Toplam yorum: 3.085.015
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

dicto Tarafından Yapılan Yorumlar

21.10.2007

Herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap demek çok zor aslında. Zerdüşt için söylediği "herkes için ve hiç kimse için bir kitap" tanımlaması bu kitap için de geçerli. Ecce Homo Nietzsche'nin diğer kitaplarına göre biraz farklı. Daha önce yazdığı kitapların bir savunması şeklinde yazılmış kitap. Aslında Nietzsche'nin diğer kitaplarını okuyup okumama kararını verdirebilecek bir kitap. Her ne kadar aforizmalarıyla insanı yerden yere vuran bir filozof da olsa Felsefesi itibariyle herkese hitap etmeyen bir filozof Nietzsche. Özellikle ahlak anlayışı ve Üst insan kavramı insanı derin düşüncelere gark edebiliyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak için okunmalı en başta. Dili çok ağır. Ağır ağır, sakin kafayla okunmalı bu kitap, tıpkı diğer Nietzsche kitapları gibi. Asla yorgun bir günün gecesinde kafa dağıtmak için okunacak bir kitap değil benden söylemesi.
07.10.2007

Bordo Siyah yayınlarının ince eleyip sık dokuduktan sonra piyasaya sürdükleri bariz belli olan kitap. Savunmaya geçmeden önceki bölümde kullanma klavuzu okur gibi hissediyor insan kendini. Metini yazan Platon'un dönemin Atina'sına bakışını öğrenmek savunmayı okurken çok işimize yarıyor. Zaten Bordo Siyah size hiç bir iş kalmasın diye arka kapakta kitabın adını da koyuyor;Ölerek, yaşamanın onurunu korumak.
03.09.2007

Fi tarihinde bir adam... diye başlayan uzun hikayelerle dahil olur kahramanlar romana genellikle ve siz hiç farketmeden fi tarihindeki masallar arasında dolanıp dururken bulursunuz kendinizi. Türk edebiyatında çok az kişi böylesine büyüleyici tarihi romanlar yazabiliyor malesef. Kitap çok saygın bir yeri hak ediyor edebiyatımızda. Kötü bir eleştiri yapmak gerçekten zor, insan haksızlık etmekten korkuyor. Ama dayanamayıp "keşke İhsan Oktay Anar'ın ustalık dönemi eserlerinden biri olarak kağıda dökülseydi bu eser" diyesim geliyor. Umuyorum ki çok daha iyileri çıkacak onun kaleminden. Herşeyin bir düş olduğunu ilan edip kaçıp gitmek olmayacak bu sefer... Ellerine sağlık.
01.09.2007

Yüzyıllık Yalnızlıktan öncesi ve sonrası diye ayırmıştım kitap okuma hayatımı. Son sayfanın son satırını okuduğumda hissettiklerimi yazıya dökebilseydim eğer Gabriel Garcia Marquez'e rakip olabileceğimi iddia edebilirdim hiç çekinmeden. Ama buradaki yorumlara bakıpta kitabı beğenmeyenlerin olduğunu görünce düşündüm bir an; Hayatımda okuduğum en güzel kitap Yüzyıllık Yalnızlıktır derken yanılıyormuyum diye. Hiç erinmedim oturdum bir daha okudum,sonuç: İlk okumamdan çok daha büyük bir hayranlık! Kitabı okuyacaklara yegane tavsiyem yorumlara bakıp objektifliklerini yitirmesinler. Marquez size Yüzyıllık bir masal sunuyor, içinde uçan, güzel bir kızın bile olduğu bir masal. Evet kitapta çok fazla buendia var, ama adam oturmuş, uğraşmış size bir soy ağacı bile çıkarmış. Kafası karşıpta soy ağacına bile bakmayanlar kim kimdi? diye düşünmekten kitabın ritmine ayak uyduramamışlarsa üstad ne yapsın?? Ellerine sağlık ihtiyar, öldüğün gün tekrar okumak üzere kitaplığımdaki en üst rafa kaldırıyorum bu muhteşem masalı. Umarım yüzüncü yaş gününde dayanamayıp tekrar okurum...
01.09.2007

Ne acıdır Kafka kitaplarını sıradan hikayeler gibi okumak. Kitabın sonuna geldiğinizde yüzünüze tokat gibi çarpar anlayamamanın verdiği utanç. Gider arkadaşlarınıza sorarsınız bu ne biçim hikaye böyle diye. Şanslıysanız biri gelir ve ufkunuzu açmanıza yardımcı olur. Baştan başlarsınız okumaya pür dikkat. Artık böceğe dönüşen kimse yoktur ya da bir elma. Farklı rollere sokarsınız Gregor Samsa'yı. O bir deli dersiniz ve kitap sizi bambaşka bir yere götürür. O çevresine yabancılaşmış bir birey dersiniz ve kitap sizi daha başka yerlere götürür. Kafka; çözülmeyi bekleyen bir bilmece olarak sizi her daim beklemeye devam eder.
Son Gezdikleriniz
Keşkül Sayı:27 / Oruç ve Ramazan Hanedan