E-Dergi

Aşk cana yürümektir. Cana dokunmaktır. Bir şeyin sana dokunması gibi. Senin bir şeye değmen gibi... Mesafelerin mecaline varmak gibi. Bir yüreğe uzaktaki de dokunur, yakındaki de. Hatta sen de dokunursun sana, ancak hepsinde farklı mesafeler vardır. Bu mesafeler imtihandır, ayrılıktır, hüzündür. Mesafeler arasında nice canlar yanar. Can verilir, canlara kıyılır, bu yolculukta aşktır ya, uğrunda her çile çekilmeye değer. Bu çilelerden en acısı da severken susmaktır.
Ah, keşke aşk hususunda hakkıyla susanlardan olsaydım.
Şu andan itibaren konuşamam. Aşkımdandır dilsizliğim. Her kelime bir ateş çemberi... Her konuşma iflah olmaz bir yara...

Ahhh Yetiş Ya Ali...

Yaşar Nuri Hocanın kaleme aldığı ibret alınması gereken bir eser... Toplumun ne halde olduğunu açıkça anlatan bir eser...
Gittiğin yer güzel olsun hocam.

Herkes ölenle ölünmez der ama zaten ölenle ölmek herkesin yapabileceği bir şey değil...
İlk defa okudum Tarık Tufan'ı ama yüreğine sağlık

Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi tırnaklarıyla düzeltmiyor insan.
Hayatıma hayat diyemem artık.
Maviye de yeşile de dili dönmez artık ömrümün...

Yüreğine sağlık Didem Madak

İnsan sevdiğinin bir sözcüğüne hasret kalır bazen tıpkı Sabahattin Ali'nin daha uzun mektuplar istemesi gibi... Ah be sen ne güzel bir insan, eş ve babaymışsın Sabahattin Ali keşke kıymasalarmış sana...