E-Dergi

okurken biraz sıkıldım. Meymenetsiz bir adamla ortada kalmışlığın içinde ona sarılan bir kadının hikayesi anlatılıyor. Kitap ne aşırı güzel ne de kötü. Yazarın tecrübesi dahilinde okunacak kitaplardan biri. Aklımda yer etti mi diye sorarsanız: Hayır.

Bu kitabı 2 günde okudum bitirdim. Güzel bir kitap, beğendim. Diğer kitaplarına göre konu olarak farklı. Eskinin acımazlığını kendi naifliğinde anlatmış. Okunacak kitaplardan biridir. Tavsiye ederim.

Zülfü Livaneli çok sevdiğim bir yazar. Bugüne kadar çok kitabını okudum. Okumadığım çok az kaldı. En son bu kitabı okudum. Ama diğer kitapları kadar çok beğenmedim. Belki ben mi anlamdım ama kitap bir hikayeyle başlıyor, sonra aralarda fantastik bir yapıya bölünüyor, kitap bütünüyle geçmiş ve şimdiki zaman arasında gidip, geliyor. En sonunda kızın bipolar bozukluğu hastalığı olduğu belirtilip, tekrar geriye dönüyor. Bir çeşit metafor yaşatıyor. Ama bu tarzı çok sevmedim. Diğer tarftan rahat okunan bir kitap. Her zamanki Zülfü Livanelinin yalın dili var.

Şu an okumaya devam ediyorum. Kitap konusu ve anlatılmak istenen kavram itibariyle önemli bir kitap. Ancak, ya yazarın anlatım gücü ya da çeviri yapılırken bazı kavram ve anlatılmak istenen konular anlaşılmaz olması nedneiyle fazla kafa yormam gerekiyor. Bana kalırsa çeviride sıkıntı olmuş. Dediğim gibi, okunacak bir kitap ancak orginal dilinden okunmalı diye düşünüyorum.

Çok aydınlatıcı ve gözümüzü açacak bir kitap. Ne yediğimizi bilmemiz gerektiğini, nasıl zehirlendiğimizi anlatıyor ve gerçekten korkunç gerçeklerle bizi yüzleştiriyor. Belki okuyanları biraz paranoyaya sürükleyebilir nitelikte bir kitap. Soner Yalçın'ın tarzıdır bu. Ama gerçekler korkutucu. Bu kitabı okuduktan sonra ne yememiz gerektiğini insan şaşırıyor.