E-Dergi

Savaşın insanları nasıl insanlıktan çıkardığını görebiliyoruz bu kitapta. Bosna'daki kıyım ve bu kıyımda "kadınların nasıl kıyıldığını" okuyoruz. Bu kıyımdan sonra geriye kalan travmayla nasıl hayatlarını sürdürdüklerini görüyoruz. Anlıyoruz ki savaş sadece karşılıklı birbirini öldürmek değil. Öldürmeden de karşı tarafa "kalıcı" hasarlar bırakılabileceğini ve bunun sistematik ve bilinçli bir şekilde nasıl uygulandığını daha yakından anlayabilmek için okunmalı.

"Aşk ki vardır, gerisi vesairedir..." demiş yazar bu kitabında. Okudukça aşkın ne olduğunu ve ne olmadığını anladım. Aşk sandığımız şey meğerse gerçek aşk değilmiş. Delilik, bu da olmaz denilenler de aşkın ta kendisiymiş. Gerçi İskender Pala demiş ki kitabında; "Yalnızca bir türlü aşk vardır ama görüntüleri binlerce türlüdür." Bu kadar vurucu kelimeleri böylesine vurucu bir şekilde işleyen nadir insanlardan bence. Okundukça okunası bir kitap, özellikle Divan Edebiyatı'na ve orada işlenen aşka bayılanlar için...

Bir çileğin kitaba dönüşüşünü, bu kitaba, yani kendi sayfalarına işlenen aşkı, uzun yolculuğunu içten anlatışı... İlk defa 2003'te okumuştum bu kitabı. Yine okuyacağım, hayatımda satırları gözümün önünde canlanan ve hala hatırımda kalan ender kitaplardan. İskender PALA'nın düz yazıdaki başarısı işte bu kitap diyebilirim!

Yazı dili akıcı, hemen okunabilir bir kitap. Ancak yazarın kendi eşçinselliğini bu kitapta okuyucunun karşısına farklı karakterlerle tekrar tekrar çıkarması acaba kendi cinsel tercihinin haklılığını mı ortaya koymak istiyor diye düşündürtmüyor değil. Bu da bu kitabı neden kadın diliyle -bence- başarılı yazabilmesini sağlamış. Kitapta eşcinselliği, solculuğu sık sık okuyor olsak da her ikisine de sıkı eleştiriler yöneltmekten çekinmemiş. Bir kadının bile kadınlığı bu kadar yakından tanıyıp kağıda dökebilmesi güçken yazar bunu yapabilmiş. Hayata farklı bir tat katacak bir kitap diyebilirim.

Sırf evli olanların değil herkesin okuması gereken bir kitap. Senai Demirci, insanı kesinlikle karamsarlığa sürüklemeyen aksine her şeyin göremediğimiz ya da zamanla unutup gittiğimiz güzel yanlarını bulup tatlı bir anlatımla önümüze koyuyor eserlerini. Onun eserlerin okuduktan sonra tatlı bir şeyler yemiş gibi bir tat kalıyor damağınızda. Kütüphanelerimizde yer alması gereken bir kitap, hatta yengeme de bir tane alıp hediye etmiştim.