E-Dergi

Kitabın dokuzuncu yani son bölümüne geldim. Pek çok okurun aksine, kitaba bir beklenti ya da ön yargı ile başlamadım. Sanırım bu sebeple olacak olumlu anlamda etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Kısaca açıklamaya çalışayım;

Yazar sürekli olarak batı felsefesini yerin dibine sokup, karşısında doğunun geleneğini bir kurtuluş olarak sunuyor. Fakat nedir bu doğu geleneği? Bunu açıklamıyor bir türlü. Belki kitabın yazılışından yaklaşık yüz yıl geçmiş. O zamanlar muhafazakarlık insanların hayatında bu kadar büyük bir sorun değildi belki.

Müzik felsefesi hakkında türkçe kaynak bulmak ne yazık ki çok büyük problem. Bu kitap sayesinde hem avrupa müziğinin teknik ve teorik gelişimini büyük oranda öğrenebilirsiniz. Tabi böyle tarif edince sanki bir tarih anlatısı gibi gelebilir ama aslında müzik felsefesi konusunda bulunmaz bir nimet olduğunu da eklemeliyim. Beni en çok etkileyen bölümü "müziğin bağımsızlığını kazanması" meselesi olmuştu.

Kitabın boyutu küçük olduğundan ve her sayfada büyük resimler kullanıldığından font çok küçük kalmış. Okurken zorluyor. Genel bakış olarak modernizmi anlayabilmek için iyi bir giriş kitabı niteliğinde.

Fazlasıyla yüzeysel işlenmiş. Bu konuda çıkan ilk Türkçe kaynak olma iddiası içeriğin önüne geçmiş. Film müziği besteciliğine başlamak isteyenler için basit bir giriş kitabı olabilir. Yine de birilerinin bu konuyu dert edinmiş olması güzel.

Ansiklopedi olarak düşünüldüğünde güzel bir kitap ama çok fazla film ve besteci ismi geçtiğinden ötürü okurken yoruldum. Beyaz kağıt ve kullanılan fontun da bunda etkisi olabilir. Fikirden/yorumdan ziyade bilgi ihtiyacı olanlar için güzel bir kitap. Keşke bu konuda türkçeye çevrilmiş başka eserler olsa.