E-Dergi

Murat Bardakçı bu kitabında eski Türkçe ile yazılmış olan İttihad ve Terakki liderlerine ait daha önce yayımlanmamış ve bu liderlerin özel arşivlerinde yer alan bazı mektup ve belgeleri yorumunu katmadan Latin harflerine çevirerek okuyucularına sunmuş. Dolayısıyla zamanın Türkçesine hakim olmayanların kolaylıkla anlayacağı metinler içermiyor. Buna rağmen kitap içerisindeki belgeler itibariyle her tarih severin kütüphanesinde bulundurması gerektiğini düşündüğüm değerli bir eser. Dünya savaşı öncesi ve sonrası Osmanlı Devleti'ndeki genel durum, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu aşamasında yöneticilerin ruh halleri gibi dönemin ruhunu anlamada okuyucuya yardımcı olacağı kanaatindeyim.

Theodore Herzl bu kitabında İsrail Devleti'nin nasıl kurulacağını bir tez gibi ortaya koymuştur. Şaşırtıcı olan ise devletin kurulması için Filistin'den önce Güney Amerika ve Afrika'dan da bu devletin kurulabileceği yerlerin zikredilmesidir. Günümüzde Birleşmiş Milletler gibi bir kuruluşun oluşturulma fikrinin aslında yıllar önce hangi amaçla tasarlandığını da bu kitapta bulacaksınız. Günümüzde ortadoğuda yaşanan olayları daha da net bir biçimde anlamlandırmak için bu kitabın okunmasında fayda olduğunu düşünüyorum.

Altı bölümden oluşan ve her bölümü konusunun uzmanı hocaların yazdığı Türkler'in tarih sahnesindeki maceralarından adından da anlaşılacağı üzere kısa notları içeren; Türkler'in dil, sanat, devlet teşkilatı, devlet ideolojisi konulardaki gelişim ve değişimlerini Hun Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar anlatan, bu konular hakkında genel bir fikir sahibi olmak isteyenler için uygun, güzide bir eser.

Sultan II. Abdulhamid'in Theodore Herzl ile Yahudi Devleti hususundaki görüşmelerini içeren, aslında bu görüşmelerin yaygın kanının aksine yüzyüze olmadığını daha çok yazışmalarla olduğunu, Yahudi Devleti'nin Filistin'den ziyade "Kuzey Irak.. vs" gibi Osmanlı Devleti'nin başka herhangi bir bölgesinde de kurulabileceğinin tartışıldığını ve buna benzer kamuoyunun pek bilmediği konuları belgelerle okuyucularına sunan ve bu konu üzerindeki mitleri kaldırıp okuyucuyu hakikate yönelten bir eser. Eserin dilinin yalın ve anlaşılır olmasının yanında, eser sahibinin hayatını II. Abdülhamid döneminin aydınlanmasına adamış olan Prof. Dr. Vahdettin Engin olması da eseri daha ciddi ve okunası kılıyor. Her tarihseverin kütüphanesine muhakkak bulunması gerektiği kanaatindeyim.