E-Dergi

Ne okuyoruz neden okuyoruz? Gerçekten hayattaki seçimlerimiz bizim mi?
Kitabın adını gördüğümde ve kitabı elime ilk elime aldığımda beklentim fazlaydı. Ancak bir süre sonra yazarın sadece belirli bir zümreye karşı eleştiri yaptığını ve hatta bir kaç yazara odaklandığını fark ettim. Sadece kitap değil diğer film, müzik gibi sektörlerde de bizlere dayatılanı okuyup izliyoruz. En çok satan kitap listelerini her zaman anlamsız bulmuşumdur. Kitap satış sitelerinde de bu listeleri hiç dikkate almam. Bunun yanında ayrıca genelde fark ettiğim bu kitap güncesi sayfası ya da sosyal medya hesabı olanların çoğunlukla aynı kitaplardan bahsettikleri, aynı kitapları kötülediklerini görüyorum. Belli bir alanda kısıtlı kalıp, kitabın belli bir bölümünü de bir yazarın cümle cümle kitaplarına ayırması yerine gerçekten insanların nasıl ve ne şekilde ne tarafa yönlendirildiğini bununla neyin amaçlandığını ve bunun dünya çapında yapılan bir inceleme olmasını görmek isterdim.

İki dahinin birbirini alt etme çabası üzerinde sürükleyici bir hikaye.

Evinden koparılıp bilmediği yerlere götürülen ve kötü şartlar altında çalışmaya zorlanan insanların hikayesi. Hayatta kalma çabası ve her şeye rağmen köklerinden kopmamak için çabalayan bir adam.
"...Beyazlar hiçbirimizin okuyup yazmasından hoşlanmazlar."
"Niye?"
"Çünkü ne kadar az bilirsek, başlarına o kadar az dert açarız da ondan."

Kitabım adı Kavimler Göçü'nden çok Kavimler Göçünde Roma ve Cermenler olmalı

Daha önce bu kitabın insanların ilgisini bir kez daha Nortre Dam'a çekmek için yazıldığını duymuştum. Gerçekten de kitap görsel uyarlamalarda yansıtılandan daha fazlası Paris ile ilgili. ve içine yerleştirilen hikaye bildiğimden çok farklıymış.