E-Dergi

Farkında olmadan, kendi yarattığı adamın hayatını yaşamaya başlayan bir yazarı anlatıyor Necip Fazıl. Tutkulu ve buhran içerisinde geçen diyaloglarıyla oldukça etkileyici. Bu arada ilk olarak Şehir Tiyarotları'nda, baş kahramanını Muhsin Ertuğrul'un sahnelendirmiş.

Hamsun'ın birebir kendi hikayesini anlatıyor ve bu yüzden bana daha ilgi çekici gelmişti. Yazarın anlatımı güçlü olduğu için okurken sıkılmayacağınız bir kitap. Bu arada daha önce Charles Bukowski ve John Fante'nin kalemiyle tanıştıysanız alışık olduğunuz bir tarz ve konu olarak da düşünebilirsiniz.

Kitap belgeler, deliller üzerinden gitmiyor; nihayetinde bir anı kitabı ama olaylar ve kişiler yerinde detaylarla verildiği için tarihimizin dönüm noktası niteliğindeki dönem hakkında, okurun bilgi eksiklerini gidermesini de sağlıyor. Anlatım olarak okuru sıkmayan ve doyuran bir yapısı var; okuduğum ilk Falih Rıfkı Atay kitabı ve yazarın kalemini çok sevdim.
Bu kitabı okuduğum için gerçekten mutluyum.

Kitabı almadan önce yine buradaki yorumlardan ve sayfa ön izlemelerinden yola çıkmıştım ve iyi bir kaynak seçtiğimi düşünüyorum. Yabancı dil sınavlarına da hazırlık amacı taşıdığı için olsa gerek sayfa ön izlemesinde de görüleceği gibi konular fazlasıyla detaya girilerek işlenmiş. Ama bu kitabın sıkıcı ve karmaşık olduğu izlenimi uyandırmasın; konular hem akıcı işlenmiş, hem de kitapta geçen tüm İngilizce kelimeler yine Türkçe karşılıklarıyla verilmiş.
Kitabın baskı ve sayfa kalitesi de gayet iyi, 600 küsür sayfalık koca bir kitap ama cildi de kolay kolay deforme olacağa benzemiyor.

"Saatleri Ayarlama Enstitüsü" algılara, insanlara, yaşama ve zaman kavramına yönelik harika bir kurgu; düşündürücü bir ironi. "Zaman geçirmek için"den çok, "zamanı iyi geçirmek için" okunmalı.

Yalnız belirtmek isterim, dönemi itibariyle içerisinde Eski Türkçe bolca kelime bulunuyor, modern edebiyata alışkın kuyucular için bu biraz yorucu olabilir. Ama Ahmet Hamdi Tanpınar'ın anlatımı keyifli, konuda hoş olduğu için kitabın yarıda bırakılacağını sanmıyorum.