E-Dergi

gerçek bir hayat hikayesi değil diyor kitabın başında ama Karl Gustave Jung'un isminin karakteri iyileştirme çabaları ve birlikte fotoğraflarının olması gerçekmiş gibi duruyor. K.G. Jung'un o çok bilindik altın bok böceği hikayesinin bu karaktere uyarlanması da kafaları karıştırıyor. Simya ile ilgili bölümler de kitabı daha bir heyecanlı okumanızı sağlıyor. İncil'de Hz. İsa'nın başına gelen olayların karaktere uyarlandığı görüyorsunuz satır aralarında. Bu arada aşağıdaki eleştiriyi yapan arkadaşın kitabı bitirerek yorum yapması daha iyi olurdu. Çünkü, karakterin karşılaştığı Şeyh efendi ile ilgili ifadeleri okuyunca bu yazdığı yorumdan vazgeçeceğini düşünüyorum.

Borges işin içinde olunca gözüm kapalı kitabı aldım diyebilirim. Romandan çok uzunca bir öykü tadında. Şeytan, aşk, masumiyet, erdem, cesaret... Fantastik öğelerle aşka bakış birleşince özel bir hikaye ortaya çıkmış ama çok yüzeysel kalmış. Kitabın başındaki yazarın hayatı ve sonundaki borges'nin son sözleri kitabı daha değerli kılmış.

İlk kitabı “İlk Yarı 10-0”’ın devamı niteliğindeki ikinci kitabında Fatih Kaynak tarzı oluşmaya başlamış. İlk kitabı okumadan bunu okumayın diyemiyicem, çünkü o geçişi çok güzel vermiş ve ilki okumadan da bu kitabı rahatlıkla okuyabilirsiniz. Akıcı dili sayesinde elinize aldığınız anda, bitirmeden bırakmayacağınızı anlıyorsunuz. İlk kitabından daha oturmuş bir kurgu, daha iyi kullanılmış bir dil, daha da iyi bir üslup buluyorsunuz.

Hayata karşı duruşunu kalemini kullanırken de hissedebiliyorsunuz. Tüm yalınlığıyla yazarken, birden ciddi bir edebi tarz yakalıyorsunuz. Bu böyle sürer gider diye beklerken, birden edebiyata umarsız yazıyor.Dili keskinleşirken, birden sustuğunu fark ediyorsunuz. Frederic Beigbeder’in esintilerini görür gibi oluyorsunuz.

Ve tüm bunları bir kurala göre değil sadece içinden geldiği gibi yazdığını görüp samimiyetine inanıyorsunuz. Yazmak cesaret ister ve Fatih Kaynak tüm cesaretiyle hayatının detaylarını elinize verecek kadar cesur. Sadece ilk kitapta isim Fatih Kaynak’ken ikinci kitapta isim Ferit Keskin olmuş… İlk kitaptan bağımsızlaştırmak için olabilir.

çok yüzeysel oluşu ile gerçek bir hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. kendi hayatını anlatmış... ardından kısa kısa vaka örnekleri vermiş. ama nasıl tedavi ettiği, o süreçte neler yaşandığı gibi detaylar yok. Bir psikiyatrın bu kadar yüzeysel yazabileceğini tahmin etmemiştim. Kısaca ben beğenmedim hem de hiç...

Psikosomatik konusunu çok güzel işlemiş. Hastalıklarla duygularınızın ne kadar iç içe geçtiğini anlatıyor. Bence kitabın ismini yanlış koymuşlar. Ben de ilk başta diğer secret vb. gibi bi kitap sandım ama okuyunca çok güzel verdiğini gördüm. Okuması da gayet keyifli, bir anda kitabın sonuna geliyorsunuz.