E-Dergi

Tocqueville, Diderot gibi önemli isimlere değindiği için takdir ediyorum yazarı ancak piyasadaki en iyi "kısa felsefe tarihi" kitabı olmayabilir. Ortalama bir kitap. Yeni başlayanlara faydalı bilgiler kazandırabilir ama çok akıcı olduğunu iddia edemeyeceğim. Pek iştiyakla okumamıştım şahsen. Satın almadan önce Derek Johnston ya da Nigel Warburton'un yazdığı kısa felsefe tarihi kitaplarına göz atmayı unutmayın, onlar bir tık üstte olabilir.

Aydınlığın/entelektüelliğin çok şey bilmekten ya da belirli konuların uzmanı olmaktan öte bir duruş meselesi olduğu ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. Kitabın özellikle profesyonelizm-amatörizm bölümü harfiyen katıldığım tespitlerle dolu. Gerçekten de eğitim piramidinde unvanlarımız artıkça daha dar bir bilgi alanıyla sınırlandırılıyoruz ve Said bunun nedenlerini de, etkilerini de harika anlatıyor. Ufak hacimli bir kitap olsa da birçok farklı konuya değinmiş ve hepsi hakkındaki eleştirileri, tespitleri çok yerinde.

Tuncay Birkan'ı da tebrik ederim, gayet iyi bir çeviriydi. Teşekkürler.

Schopenhauer'den okuduğum ilk kitaptı, gerisi de geldi sonradan. Kesinlikle önemli ve hoş bir eser. Felsefi sistemin açıklandığı son kısımlarındaki şematik gösterimler ayrıca hoşuma gitmişti. Belirtmekte fayda var: Kitabın son bölümü Christopher Janaway'in Schopenhauer ile ilgili bir incelemesinden oluşuyor. Orada taşlar biraz daha yerine oturabiliyor.

Alman idealizminin en önemli temsilcilerinden olan Schopenhauer'i tanımak için güzel bir fırsat.

Son derece akıcı yazılmış sevimli bir roman olduğunu söyleyebilirim. Bu tarz aşk hikayeleri genelde klişe damgası yer ancak Refik Halid'in karakterlerin psikolojisini yansıtmak konusundaki başarısı kurgunun sıradanlığını alt ediyor. Yazarın dile çok hakim olduğu her halinden belli.

Klasik bir Auster romanı: Sürükleyicilik, akıcılık ve sadelik hakim. Olay örgüsü son derece karışık ve gözleriniz bir sonraki sayfayı okumak için sabırsızlanıyor. Fakat kitabı bitirdiğinizde 224 sayfanın heyecanı aniden sönüyor ve "Bu kitap bana ne kazandırdı?" diyorsunuz. Auster'in özelliği bu bence. Güzel yazıyor ama onu okumanın üzerimizde vurucu bir etki yaptığına emin değilim.