E-Dergi

Yola çıkış nedeni ile varılan yer çok farklı olabilir. Bu kitapta, Hristiyan iken İslam'a düşmanlığından dolayı İslam'a dair olumsuz ne var ise araştırmalar yaparak bunu ortaya koymaya çalışan birinin çalışmaları süresince elde ettiği verilerin-bilgilerin, önceden öğrenmiş olduğu belki de hatalı-eksik, yanlış ve ön yargılardan kaynaklanan pek çok fikri boşa çıkardığını görmüş ve sürecin sonunda İslam'ı yerden yere vurmak şöyle dursun Müslüman olmanın kapıları kendisine açılmıştır. Bu kitapta böyle bir çıkış ve varışın serüvenini okuyorsunuz. Kitabı Müslüman olanlara dinlerini daha iyi öğrenmeleri için, İslam'a düşman olanlara da gerçeği görmeleri için mutlaka okumalarını öneriyorum.

Anadolu Mayasının Türkistandan gelen gönlü esas alan Kademden Hateme inen Kelamın yansıması olduğu izah edilmiş. Felsefi tabirlerle ve bol tırnaklı anlatımla ifade etmeye çalışılan Grek-Latin-Kilise dünyasının yığınlaştırılmış bireyi ile Gönlü esas alan Anadolu mayasının ferdi bireyin karşılaştırıldığı yapıtı okumak için felsefi, dini, psikolojik, sosyolojik, tarihi bilgi şart. Felsefi kavramların ve filozofların görüşlerinin anlatıldığı yerlerde bıktırıcı anlatım var. Anadolu mayasını İslam oluşturur. Kültür ve tohumun maya ile karşılaştırılmasında Türkçenin rolü dile getirilmiş. Batı-İslam karşılaştırılmasında başka yerde bulunmayacak bir tespit yapılıyor: Anadolu Vahhabileri  kavramsallaştırması ile dinler arası diyolog savunucuları eleştirilmekte olup bu diyalog saçmalığını derinlemesine eleştirmektedir. Eser dil olarak zaman zaman ağırlaşmakla birlikte Anadolu Mayasının bu topraklarda nasıl kökleştiğini ve Anadolunun geleceğinin bu maya olduğunu büyük bir sevinçle görebilirsiniz.

Roman tadında farklı bir siyer çalışması. Yazarın da belirttiği gibi bir siyer romanı. Kişiler, olaylar ve olgular şeklindeki başlıklar ile genel siyer kronolojisi takip edilmeye çalışılmış. Peygamberlik dönemi farklı kişilerin, kahramanların bakış açısı ve konuşma/ diyaloglarla örülmüş her yaş düzeyinin rahatlıkla okuyabileceği, sıkılmadan keşke bitmeseydi temennisiyle istifade edeceği bir çalışma olmuş. Siyerin tamamı yer almamış, yazarın seçtiği kişi ve olaylarla vahiy sonrası süreç ile sınırlı bir anlatım olmuş. Dönemin ruhu ve yaşantısı başarılı bir şekilde esere aksettirilmiş. Akademik bir siyer arayanlar için değil de o anların içine girmek isteyenlere daha çok hitap ediyor. Baştan sona sahih bir siyer okuması sonrasında okunursa çok daha keyifli ve anlamlı olacaktır. Dili sade ve roman yazımı anlayışı ile kaleme alınmış. Şaban Öz hocaya teşekkürler. Bu tarz siyer anlatımları için örnek bir çalışma olmuş. Siyerle uğraşanlardan bu tarz çalışmaların çoğaltılması dileğiyle.

Sömürgeciliğin tarihini sade bir dille ve kapsamlı bir şekilde anlatmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde hem kronolojik hem de coğrafi bir sitematik kurarak yani tarihsel olarak dikey; coğrafi olarak yatay bir seyirle çarpıcı ifade ve tespitlerle sömürgecilik anlatılmaktadır. Amerikadan Afrikaya ve Asyaya bu illet işgal ve sömürü düzeni ortaya konmaktadır. Sömürgecilerin farklı bölgelerde farklı strateji ve yöntemle bu faaliyetleri sürdürkleri ifade edilmektedir. Dünya tarihine farklı gözle bakmak isteyenler için okunabilecek bir çalışma.

İslamı temsil etme, tebliğ etme iddiası olan her müslümanın okuması lazım gelen eserlerden biri. İslamın insanlara ulaştırılmadında sadece tebliğin olmadı gerektiği, şiddetin ve baskının uygun olmadığı güzel ve ikna edici bir dil ve üslupla izah edilmiş olup bu konuda akla gelebilecek olan soru ve itirazlar cevaplandırılmış. Müslümanın delil ile hareket etmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Davetçinin sicilinin her türlü suç ve aşırılıktan beri olmasının, heybesinin şiddet ve baskıcı amellerden kurtulmuş olmasının lüzumu dile getirilmiştir. Musa as kıssasında ifade edildiği üzere "Rabbim Allah'tır diyeni mi öldüreceksiniz?" hitabında olduğu gibi davetçinin itham edildiği tek suç bu olmalıdır. Ayet ve hadislerden hareketle tebliğci ile yönetici/hakimin farkı ortaya konulmuştur. Yolu aydınlatan eserlerden biri.