Bitiremediğim ender kitaplardan. Veba salgınına odaklanmak yerine, doğrudan 2. Abdülhamit'i ve kurgu karakter Kolağası Kamil üzerinden Atatürk'ü karalamayı tercih etmiş. Hikaye çok başarılı işlense bile, bu tutumu yine de affedilemez bir yaklaşım olurdu.
Sevip sevmemenin ötesinde, Atatürk gibi bir kahraman ve devlet başkanı, şaşkın bir karakter üzerinden anlatılmamalıydı. Hiç kimsenin buna hakkı olmadığını düşünüyorum.
Abdülhamit doğrudan cinayete azmettirmekle itham edilse de, Kamil karakterinin şapşallığı ve beceriksizliği yanında, karizmatik bir devlet adamı niteliğini koruyor. Hatta yazarın Abdülhamit'e hayran olduğunu bile düşündürtüyor.
Kitap sürekli yalpalıyor. Ne tarihi roman demek mümkün ne de polisiye. Kategorize etmek zorunda değiliz elbet, ama bunca sayfayı okuyup vakit kaybetmeye değer mi? Yazarın Benim Adım Kırmızı romanı muhteşemdi. Sanki bu ilk roman da, daha yürüyecek çok yolu varmış hissi veriyor.