E-Dergi

Dün firavun vardı Kendini tanrı ilan etti. Bu gün derin devletciler var. Yazarlarınız güzel noktalara değinmiş. Yanlız bir şeylerin anlaşılabilmesi için belli bir bilgi birikimine ihtiyac vardır.

Derin devlet; küçümsemek değil yanlış anlaşılmasın; sıradan dünya insanların ulaşabileceği bir kurum değildir kanaatımce!

Sıradan dünya insanları: Bir çok dünya devleti başkanları, yöneticileri vs. vs...

Derin devlet ; Muhatabi dünyadır... Bireyler değil.

Her devletin kağıt üzerinde çizilmiş bir takım sınırları vardır, derin devletin yoktur. Dünyanın tamamını kapsar.

Bu insanlar zeki ve maddenin tutsağı kişilerdir. Maddeye maddi anlamda en iyi yön veren kişilerdir. Maddenin kölesi olan bizlerin onlardan kurtulmak gibi bir şansımız yoktur, çünkü maddenin görünen sahibi onlardır. Evet evet altınızdaki araçarın içinde oturduğunuz evlerin vs. vs...

Yazarlari eleştirmek hadimize değil; onlarında herşeyi olduğu şekliyle yansıtmaları.

Bize çok fazla bişey vermez, veremez.

Derin devleti anlatan kitapların bize verebileceği bilgi sadece derin devletin müsaade ettiği kadardır.

Zaman kaybi, derin olan devletin derinleşmesi. Biz bunları okurken onlar derinleşecektir.

Canlı cansız her maddenin bir ömrü vardır. Derin devletinde.

Yazılması gerekenleri yazması gereken kişiler yazmadığı için yazılanlarda anlaşılması gerekktiği gibi anlaşılamıyor.

Atatürkün neden bir suikaste kurban gitmeyeceğini açıklamaya çalışmak sadece tembel gençliğimizin tembellik uykularına davetiye çıkarmak olur.

Atatürk zeki bir insandi ve baya baya zeki bir insandı... ve işini bilirdi. O nunla aynı devirde yaşamadım sadece yapmış olduğu içraatleri onu gösteriyor.

Zeki insanlar öldürülemez sadece ölür.

Atatürk siyaseti iyi bilirdi, ilmisiyasetide. Atatürkün ilmisiyaset konusundaki becerisini bilen zaten onun hakkında yazılan reklam kokan lafları en başından tanır.

Okunmaması gereken bir çok şeyi okuyorum ve okunmaması gereken şeyleri okuyup veya okumadan yorum yapanların yorumlarınıda okuyorum...

ATATÜRK BUNU YAPMAZDI.

Kitap aslında kişisel gelişim kitabı falan değil. İnsanların gündelik hayatlarında her an yaşamakta oldukları; olduğumuz anları anlatıyor. Ne varki pek çoğumuz yaşamış dahı olsak bazı yaşantı kesitlerimizin bizzat bizler bile farkına varamıyoruz. Muhammed Bozdağın burda yaşamakta olan insanın an an yaşadığı bir takım yaşam kesitlerini anlatmış ve bence başarılıda olmuş. Bunları yapın demekten çok bunları yapabilirsiniz hatda zaten yapıyorsunuz izlenimi var, öylede olması gerekiyor. İnsan bazan çok başarılı olsa dahi veya başarılı olabilecekse dahi bir ikinci şahis bunun dile getirmeyince başarı görülemeye biliyor(fark edilemeyebiliyor). Herkesin okumasını tavsiye ediyorum ama okur ken şu düşüncede okunmasını isterim, bu anlatılanların hepsini ben zaten yaşıyor olmama rağmen neden bu günekadar fark edememişim!

Güzel bir kitap. Bir çok değerden tamamiyle yoksun bir topluma hediye edilebilek büyük bir eser. Azıcık kendi bakış açısıyla hayata bakip yorumlaya bilenler için ise savsatadan ibaret.
Birileri birilerine katılmış, ben sadece kısmen katılabiliyorum. "Dinini tam anlamıyla anlamaya gayret eden kişi zaten kendini geliştirir." (bursa82) İşte kişisel gelişim kitaplarının tümünün özeti. İmam-i Azamların, İmam-i Rabbanilerin kitapları kişisel gelişim kitapları ile kıyaslanamaz. (HarunSinanDemirdöven) . Onlar birer kitap olmaktan çok yaşantıyı yazı formatında kağıda aktarmaktır. Eleştiri hakaret değil sadece kişinin kendi değerini göstermesidir.

Bakınca; açık olarak görülebilen bir çok şeyi algılayamaz hale geldik...
Yazılmayınca sanki bilmiyormuşuz gibi anlayamadığımız bir çok konu; basit, sıradan ve hatda yaşamın bir parcası haline gelmiş kesitler.
Misyonerlere en çok yardımı dokunan kesim belkide üzerlerinde misyonerlik faaliyetlerini sürdürmeye çalıştıkları topluluklardır. Neden mi okumadıkları, bilmedikleri için.
Okunması gereken bir kitap demekle okunacaksa; buyurun okunması gereken bir kitap.