Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Ilhan Doğanay Tarafından Yapılan Yorumlar

11.01.2010

Kitap Üstadın Dostluk Üzerine söylediği konferansını; Değişik tarihlerde yayınlanmış makalelerini; yine vefatından sonra hakkında yazı yazan söz üstadlarının da makalelerini içeren çok güzel bir kitap. Bu kitapta dost edinebileceğimiz. ibret alabileceğimiz dostane güzel söz ve nasihatler var. Söz Orucu tutan bir kalemden az ama öz değerlendirmeler. Okunmalı Okunması Tavsiye edilmeli.
04.10.2009

Kitaptaki Gemilerin Karadan Yürütülmesi; Ulubatlı Hasan ; Fatih'in Zehirlenmesi ;Fatih Kanunnameleri Fatih'e mi ait gibi konular tartışmaya açılmış; tartışılan konular makale halinde ayrı ayrı açıklanmış ve sürükleyici ; lakin popüler tarihte yazsanız neden aykırı görüşlerini dipnotlarla delillendirmiyor. Meraklısı daha detaylı araştırma yahut okuma yapabilsin. Sonra Arkadaki Kaynakça'nın hangi sayfasından nerede faydalanmış nerden bileyim. Popüler Tarihçiliğe sığınıp dipnotları vermemeleri beni hayal kırıklığına uğrattı. Birde Truva meselesini güzelce ele alıp tartışmaya açıyorsun haklı olarak dipnotlarda yararlandığın kaynakçanın sayfalarına kadar ver değil mi ?
24.09.2009

Sayın Ahmet Akgündüz Eserlerine karşı yapılan eleştirilere cevaplar vermeye çalışmaktadır. Verilen Örneklerden anlamaktayız ki Osmanlı Türkçesi metinlerinin doğru okunabilmesi hatadan arı değildir. Bu hatalara Bizzat Ahmet Akgündüz'de katılmakta ve Diğer Tarihçilerinde okuma hatalarını metine almaktadır. Bu konuda hiç kimse hatadan arı olamayacağı için diğer Tarihçilerinde okuma hatalarını gördükten sonra Sayın Ahmet Akgündüz'ze katılmakatyız. Bu Kitabı okumazdan önce Y.Hakan Erdem'in Tarihçilerin Metin Eleştirilerini okumuştum. Her ne kadar Eleştirilerine hak versemde İlber Ortaylı gibi duayenlere kibirli bakıp acımasız eleştirileri hoşuma gitmemişti. Metin Eleştirileri yapılmalıdır. Ve doğru ortaya konmalıdır. Bu konuda Tarih Lenk'in çalışmalarına teşekkür etmek gerekir lakin Tarih lenk yazarının uslup problemi vardır. Nitekim Başkasını eleştirmekte lakin aynı hatalara kendisi de düşümüştür. Sayın Mustafa Armağan Hatalarını ortaya koymuştur. Yine Murat Bardakçı'nın Eleştirileri vardır ki bunlara verdiği cevaplarda Ahmet Akgündüz'ün haklı noktaları vardır. Yine Savunduğu Görüşler itabariyle Ahmet Akgündüz Osmanlının İslam Hukuku ile yönetildiğini kanunname metinleri ile ortaya koymaya çalışmakta karşı tarafta ise Osmanlının Laik bir hukuku olduğunu savunan tarihçilerle çatışmaktadır. Daha ziyade Osmanlı'ın hukukunda Laik Kanunların olduğu iddiasını taşıyanlar Akgündüz hocaya hakarete varan eleştirel yaklaşımlarda bulunmaktadır. Şahsımca Akgündüz Hoca Eserlerinde okuma hataları yapmış olsa da Osmanlı Hukuku bilmektedir. Ve Osmanlı Hukunun İslam Hukuku olduğu tezin haklıdır. Ul-ü emrin Uygulalamaları laik hukukla açıklamak doğru değildir. Ulü Emrinde tasarrufları İslam dairesi içerisinde içtihatlardandır. Bence bu alanda daha çok eleştirel metinler çıkmalıdır. hakarete varmadığı sürece de bu tartışma ve eleştiriler hak olan doğruyu tespit etme adına gereklidir. Yine Akgündüz Hoca'nın Alanında Duayen Tarihçimiz İnalcık Hoca'nın Padişahlarının Cariyelerini çıplak seyretmesinin günah olmadığı tezine karşı Akgündüz Hoca'ın İslam Fıkıhına olan vukufiyeti takdire şayandır. İnalcık Hoca'da olsa ; Akgündüz Hoca'da olsa hataya düşebilmektedir. Lakin bu hatalarından sebep onlar değerinden bir şey kaybetmediği düşüncesindeyim.
24.09.2009

Misak-i Milli Kararları Çerçevesinde Lozan Antlaşması imzalana kadarki Tartışmalar Gerek Son Osmanlı Mebusan Meclisi açısından gerek Erzurum ve Sivas Kongresinde durum ; Meslisteki tartışmaları ve TBMM meclisi Hükümeti Reisinin; Mustafa Kemal Atatürk'ün dış polika çalışmları ideal olarak belirlenen Misak-i Milli açısından ve yarım Mutluluk realite Lozan açısından kapsamlıca değerlendirmeye çalışıyor. Kitabı okuduktan sonra şahsımda oluşan düşünce Bir an önce barış imzalamak adına misak-i milli duruşundan fedakarlıkta bulunduğumuz; yine cephedeki zafere karşı masada yeterince başarı sağlayamamızdır. Bu açıdan Misak-i Milli'ye göre Lozan'dan sonraki dönem'de tadil edilen Hatay meslesi ve Boğazlar meselesi Kıbrıs meselesinde bugünkü durumdan çok gerideyiz. Yine Misak-i Milli sınırlarındaki Musul-Kerkük ise hala sıcak gelişmelerle baışımızı ağrıtmakta ogün musul meslesini lozandan ayırarak Kurt ingilizlerin politikalarında sürüklenerek birebirde anlaşmaya çalışma politikası Musul'un kaybını getirmiştir. Bu meselelerde BMM 'de vekillerin çarpıcı tespitlerini bizi aktarmaktadır. Yine Adalar meselesindeki tavizkar tutum sergileyerek üzerinde durulmaması yine Fransızlarla Misak-i Milli açısından istenilen sonuçlara ulaşmadan barış yapmak için fazlaca tavizkar tutum sergilenmesi ideal olan Misak-i Milli açısından Lozan'daki başarısızlıklarımızdan olmuştur. Her nekadar Kars Ardahan Artvin'in alınarak Batum'dan fedakarlık edilmesi diğer meselerdeki tutumlarda daha kazançlı olmuşsa da Batı Trakya'da Trakya'yı Doğu Ve Batı Trakya diye ayırıp Batı Trakya için Halkoylasının istenmesinde başarılı olunamamış Batı Trakya ile ilgili Halkoylasından dahi vazgeçilmiştir. Hatay İskenderun ve Halep Fransızlara bırakılmıştır. Boğazlar Güvensiz korumasız askerden arındırılmış durumdadır. Bugünkü Boğazlardaki Düzeltme olsun Hataydaki düzeltme olsun Kıbrıstaki düzeltmeye rağmen hala misak-i milli açısından çok uzak durumdayız. Musul-Kerkük; Batı Trakya; Batum; Halep ; Adalar meslesi hal olamamıştır. Bırakın onu dibimizdeki meis adası bile alınamamıştır halbuki Muzaffer ordunun bir hareketi ile (Ermenilere yapılan hareket ile Kars Ardahan Artvin'in alınması gibi) kolayca hal olabilirdi. Kitab bilimsel kaygı taşıyan okunmaya değerdir.
24.08.2009

Sultan Abdülhamid' zamanında İslam Çoğrafyasına yaptığı seyahati Dostlarının ısrarı üzerine kaleme almasıyla değerli Seyahat hatıratı oluşmuş oluyor. İngiliz Yönetimi altındaki Hindistanlı bir İslam Alimin ufuk açıcı gezi notlarıdır. Akıcı ve sürükleyici buldum. Dışarıdan müslüman bir gözlemci 1892 yılındaki seyahatıni 2 yıl sona kaleme almış ; İngilizler tarafından dikkat çekmemek için siyasi alanlara yoğunlaşmadığını lakin Osmanlı'ya güçlü bir bağlılığının olduğunu anladım. Gazi Osman Paşa Aracılığıyla 4. dereceden Mecidiye Nişanı ile Sultan ıı Abdülhamid tarafından onurlandırıldığını ; Maalesef İngiliz İdaresinin Bu nişanı takmasına izin vermediğini ; Hatta Mütercimin ifadesine göre mecidiye nişanının İngilizler Tarafından çalındığını ; öğreniyoruz. Bizlerin Misafirperverliğini ve cömertliğini Şibli Numani'den okurken duygulandım. Gözlerden ırak kalmış fakat Mutlaka okumanız gereken bir eser.