Toplam yorum: 3.084.218
Bu ayki yorum: 3.901

E-Dergi

ankebud Tarafından Yapılan Yorumlar

10.01.2011

en azından derli toplu bir şekilde konuları vermiş, fiyatıda uygun. kitaptan çalışmak internetten çalışmaktan daha kolaydır her zaman.
28.09.2007

Fyodor Dostoyevski’nin 1866 yılında kaleme aldığı “Suç ve Ceza” isimli yapıtı bugünde hala okunmakta ve tavsiye edilmektedir. Kitabı okuduktan sonra anlıyoruz ki, gerçektende neredeyse yüz elli yıllık geçmişinde hakkında söylenen bütün övgü sözcüklerini fazlasıyla hak etmiştir Dostoyevski. İnsanı insana yani bizi yine kendimize anlatan ve bunu da çok iyi yapan bir başyapıt “Suç ve Ceza”.
28.09.2007

Ahmet Hamdi'nin Türk Edebiyatına büyük bir katkısı "Saatleri Ayarlama Enstitüsü". Romanda müthiş bir kurgunun ardında, insanın çevresiyle olan ilişkileri sonucu nasıl göz göre başka biri olup çıktığını büyük bir ustalıkla işlemiş Ahmet Hamdi. Yer yer okuyucuyu sıkan bölümlerle karşılaşılsa da inatçı ve sabırlı okurlar için çok faydalı bir kitap olduğu kanaatindeyim.
03.11.2006

Mustafa Kutlu’dan bir baş yapıt daha: Beyhude Ömrüm. Kitapta üstad yine yapılmayanı yapmış ve olaylara sıra dışı bir şekilde bakmış. Taşra da gerçekleşen göçlerin, insanların büyük şehir sevdalarının derinliklerine inerek tüm detaylarıyla anlatıyor bize. Ayrılığın ve kopuşun öncesi ve sonrası. Bir yaprak dökümünün arasında toprağa ve yeşeren otlara âşık bir adam. Şehirdeki insanların taşraya bakışlarıyla büyüyen bizler artık bu soğuk ve sanal çerçeveden çıkarak Mustafa Kutlu sayesinde Anadolu’dan şehre bilgili ve engin bir gözle bakabiliyoruz. Üstad’a selam eder, okumayanlar varsa bu kitabı ısrarla tavsiye ederim...
26.07.2006

Mustafa Kutlu edebiyatımızda belki de bir dönüm noktası. O sadece yazmıyor okuyanına da o öyküyü yaşatıyor. Onun hayat verdiği öyküler sanki bir yerlerde yaşanıyormuş gibi bir duyguya kapılıyoruz. Herhangi bir lunaparka gitsek sanki onlarla karşılaşacağız, ellerinden yüklerini alıp onlara yardım edeceğiz de beraber kaybolacağız çarpışan arabaların arasında. O kadar hayatın içerisinden o kadar sahici ki kendimizi öyküde bir yerlere koyup olayların içerisine dahil olabilmeyi düşünüyoruz. Bize bunları yaşattığı için Mustafa Kutlu'ya teşekkürler (eyvallah üstad). Alışılmamış ve yazılan bütün cümleleri hükümsüz kılan, pür dikkatleri bir bıçak gibi kesen sonlar da Mustafa Kutlu'nun artık benimsediğimiz bir özelliği...