E-Dergi

Çok güzel ilerleyen, iki farklı romanın içiçe anlatımı berbat bir sonla bitmemeliydi. Ahmet Ümit in Kavim, Sis ve Gece, Beyoğlu Rapsodisi' nden sonra en cok sonunda mutlu olacagıma inanmışken büyük hayal kırıklığı yaşadım. Katili zaten düşünüyorsunuz ister istemez. Ahmet Ümit okuyanlar beni gayet iyi anlayacaktır. Romanlarında kendiniz dahil herkesten şüphelenecek kadar paranoyak oluyorsunuz. Ama o son ; cinayeti neden işlediğinine dair yapılan anlatım tek kelimeyle berbattı. Uzun süre polisiye okumama kararı aldım.

ilk kez okuduğum yazarın dili bazen tasvirlerle yoğunlaşsa da akıcı. Kitabın konusu tartışmaya acık olmakla beraber, pek cok konuya at gözlüğüyle baktığımızı ya da dışardan bize nasıl bakılabilecegini gözönüne seriyor. .Kitabın kapagını okumadan anlamaya caılışmayın bence. Tamamen yanılgı olur.Ana konuyu içeren piç lik ''nedeni'' biraz olsun rahatsızlık verse de,gelenekci,dindar,sapkın,dikbaşlı tiplemeler genel türk halk yapısını her karakterde ayrı ayrı gösterebilmiş. Ve bunun bir Amerikalı -Ermeni tarafından başta tuhaf, karşıkalanıp sonrasında ''aslında hepimiz aynıymışız'' diyebilmesi bizim de aynı duyguyu hissedebilecegimizi düşündürüyor. Diğer kitaplarını da merakla okuyacagıma inanıyorum

Ahmet Ümit i tavsiye üzerine ilk bu kitapta okudum. Hatta okuduğum ilk polisiye roman. Akıcılığı cok güzel. Bunun dışında Süryanilik ve Hıristiyanlıkla ilgili pek cok bilgi içeren bir roman olması bundan sonra okuyacagım Ahmet Ümit kiyaplarında da aynı şekilde pek cok bilgi edinecegim izlenimini uyandırdı. Dogrusunu söylemek gerekirse ardından okuduğum Jean Cristopher Taş Meclisi nihiç begenemedim. Tekrar Ahmet Ümit e geri dönüp Sis ve Gece yi okudum fakat Kavim deki tadı bulamadım. Bundan sonra bütün romanları okuyup zevk alacagıma eminim. Tavsiye edecegim bir kitap

tozşeker ve evla ya sonuna kadar katılıyorum. Korkunç bunaltıcı bir kitap. Pınar Kür adının hatrına okumayı tercih edip, hiçbirkitabı yarımbırakamama huyum nedeniyle sıkılarak okuduğum, aşk buysa kalsın dedirten ve ilk kez şahit olduğum ''yazar'' diye 3.şahısın koyularak, hakkında yorum yapılan karmakarışık bişey.. O kadar ağır ve abartı aşk dizleri, sözcükleri kullanılmış ki inandırıcılıktan cok uzak.. akastlsnılsmsyscsk bir 500 sayfa..

Açıkça söylemek gerekirse, kitabı alırken ki esas niyetim Latife Hanımhakkında gercekte yanlış bilinen kşilik özeliklerini ögrenmekti. Fakat yine olmadı. Yine antipatimi değişemedi. Zaman zaman boğucu ayrıntılarla ve aynı konuyu bir kaç kişinin ağzından anlatması nedeniyel (tarihi belgeleme acısından doğrusu bu olsada..) sıkılsam da 2 günde bitirebilecegim akıcılıktaydı. En çok hayranlık duyduğum Latife Hanı ın asla konuşmaması ve sabrıydı. Yine de TTK tarafından açıklanmayan bütün belgelerin bu anlatılanların coğunu iptal edebilecegi düşüncesindeyim. Mesela gercek ayrılık nedeni. Belgelerin açıklanamamasının en büyük nedeni bu bence. Latife Hanım hala gözümde kaprisli , zengin şımarık kız haliyle duruyor.