E-Dergi

Strateji, savaş sanatı ve kişisel gelişim gibi sahalar çok az bilgiyle uzun boylu laf etmeye izin verdiği için şarlatanlığa açık ve ne yazık ki bu sahadaki kitapların çoğu kağıt israfı. Mete Aksoy, bu şarlatanlardan olmadığını daha kitabın ilk sayfalarında belli ediyor. Bilgi içeriği olarak doyurucu. Konu anlatımı net. Anekdotlar doğrudan konularla ilgili ve ufuk açıcı. Strateji konuları ilginizi çekmese, soyut gelse bile sırf bu örnekler için okursunuz ve pişman olmazsınız. Tavsiye ederim.

Kitap, yazarın 90'lı yıllarda dünyadaki bir çok ülkeyi dolaşarak farklı futbol atmosferleri hakkında yaptığı tespitleri içeriyor. Bu ülkelerdeki sosyal yapıların, siyasi şartların, komşu ülkelerle yaşanan tarihi hesaplaşmaların futbola nasıl etki ettiği ilginç anekdotlarla ve akıcı bir üslupla anlatılıyor. Kitabı okuyunca futbolun, sahadaki 22 kişinin bir topun peşinden koşmasından ibaret bir oyun olmadığını daha iyi anlıyorsunuz.

Üslup fazlasıyla sâde, hikâye güzel, anlatım akıcı. Yazar, kritik noktalarda karakterlerin ağzından mesajlarını vermiş. Yer yer Atsız esintileri var ve kitaba yakışmış. Tavsiye ederim. Eleştirilecek ufak tefek noktalar var ama romanın değerini düşürecek seviyede değiller.

Konu orijinal. Devirler güzel işlenmiş ama bir türlü akıcı bir roman haline gelememiş, doğrudüzgün bir yere bağlanamamış. Okurken sıkılmıyorsunuz ama kitap bittikten sonra "E neydi şimdi bu" sorusunu sorabiliyorsunuz.

Okurken zaman zaman kendinizi bir İhsan Oktay Anar kitabında bulabiliyorsunuz. Konuya sonradan dahil olan her şahıs için anında parantezler açılıp iki üç sayfa boyunca ilginç hikayesi anlatılıyor. Olaylarda mantık örgüsü sağlam ama arasıra fantastikliğin sınırına kadar gidip şaşırtmalar yapabiliyor. 19. yüzyıl İngilteresi ve o dönemin bir sürü meşhur insanı. Kitap genel olarak güzel ama çok da kapıldım diyemem.