E-Dergi

Değişik bir ismi var kitabın. Ama içine girdiğinizde elinizden bırakamıyorsunuz. Karakter, olay kurgusu, her ne kadar gerçek olmasa da, acaba olsaydı nasıl olurdu demeden de edemiyorsunuz :) Mutlaka alın, okuyun ve ve sizde zaten herkese önereceksinizdir. Akıcı anlatımı, eğlenceli kurgusu ile Alan'ı yakından tanımak isteyeceksinizdir...

Güzel bir dünya klasiklerinden okumanın zevkini yaşıyorum... Anlatılan hikaye o kadar uzun olmadığı için bir çırpıda bitirdim. Geçmiş zamanla ilgili gerçek bir hikaye olmasına karşın, bana göre güncelliğini hâlâ koruyor. Zaten adı üstünde; dünya klasiği...

Fakat şunu söylemeden de edemeyeceğim ki yazarın arada bir hikayeyi anlatmayı bırakıp direkt olarak okuyucuya olan hitabı, hikayeyi yaşamayı bırakıp, dışarıdan izlememi sağladı. Sanki o zamanda olan olayı benden sentezlememi istiyor gibiydi. Bana göre yazarlar hikayelerinde okuyucuyu asıl konudan koparmamalı, hikayeyi yaşamasını sağlamalıdır.

Saygılarımla...

Bu kitapta arka kapağında anlatıldığı gibi delilik ve insan hayatının farklı yönleri işlenmekte. Yazar bunu içtenlikle anlatmakta ve kahramanımız Veronika’nın maceralarına bizi de sürüklemektedir. Yaşamının son birkaç gününü yaşıyor olmasına rağmen her dakikasının ona armağan olduğunu düşünerek, kaybedecek bir şeyi olmadığından, yaşadığı her anı hayata atılmış bir gol olarak saymaktadır. Hastanede geçirdiği günlerde kendisini daha şanslı sayar ve orada yaptığı hareketlerden dolayı kimseden bir suçlama almadığı için, daha rahat bir kişi olmuştur. Böylelikle kendi iç dünyasını keşfedip, her duyguyu doyasıya yaşamış ve her dakikasını değerlendirmiştir. Akıcılığı ve romanın dili bakımından baktığımız da ise gayet hoş ve okunası bir roman olarak kitabı herkese tavsiye ederim.

Saygılarımla…

Söyleyecek söz bulamıyorum... Bu kitabı elime aldıktan sonra bırakamadım. Ortasına geldiğimde keşke hiç bitmese dedim. İkinci günün sonunda ise böyle güzel bir kitabı bitirmenin zevkine ulaştım... Tolstoy’un ‘İnsan Ne İle Yaşar?’ adlı kitabından sonra okuduğum, hayatımda hiç unutmayacağım ikinci kitap oldu... Kişisel yorumdan sonra kitaba eleştirel gözle bakacak olursak, dünya çapında ün yapmış, altı yılda yedi milyondan fazla okur bulması yazar için büyük bir başarıdır. Bir kere elinize aldıktan sonra bırakmadan bir çırpıda okunacak bir eser... Bütün herkesin bu güzel yapıtı okurken kesinlikle kendine çıkartacağı bir ders vardır. Hele benim gibi alıntı yapanlar varsa, alıntı yaptığı bölüm sayısı benim yaptığımdan daha da fazla olacaktır. Fazla söz söylemeye gerek yok... Rahatlıkla diyebilirim ki, bu kitap, herkesin beğenerek okuyacağı bir baş yapıttır...

Saygılarımla...

Küçüklüğümde okuduğum bir kitaptı. Valla kitaba başladığımda bayağı bi sıkılmıştım. Bu yazara nasıl oldu da Nobel ödülü verdiler diye bayağı merak ettim. Nobel ödülünü sanırım anlatımındaki renklilikten dolayı aldı ki sadece bu renkli anlatımı o küçük yaşımda beni etkilemişti. Çünkü hikayeyi o kadar gerçekçi anlatmış ki, görende onu önceden bir kaz veya cin sanırdı. :)Hatırladığım kadarı ile bir çizgi filmi bile yapılmıştı. Neyse... okuduğum zamanda bu yorum sayfası olsaydı ve ben internetle tanışmış olsaydım belki süppeeerrdiii (!!!) diyebilirdim ama şuan gene de kitap benden o kadar iyi not alamayacak...(!) Anlatım ve örneklendirme bakımından çok renkli bir hikayeydi. Çocuk hikayesi ve hayal gücünü geliştireceğini inandığım bir roman. Kardeşlerinize, çocuklarınıza okutulabilecek güzel bir hikaye...

Saygılarımla...