E-Dergi

Muhtesem...BEN TURKUM DIYEN HERKES okumali...Atalarinizla gurur diyacak kah uzulecek kah gukeceksiniz. Ama her halukarda haftalarca etkisinden kurtulamayacaksiniz. Yolda yuruyusunuz bile degisecek...Cok etkili bir şaheser...ATSIZ bey var olsun...

Bugünkü son tespitlere ve araştırmalara göre sayıları 50 bine yakın olan Anadoludaki Türk Aşiretleri'nin, oymak ve cemaatlerin birinci elden Osmanlı Arşivi belgelerine dayanarak 15 yıl süren cok zor ve ferağat isteyen bir çalışma sonunda hazırlanabilmiş son derece ilginç bir envanter niteliği taşıyan kitap, alanında hacim ve içerik olarak tek olmayı hala sürdürüyor.
Kendi kökenini dayandığı soyu ve aileyi , cemaati,aşireti veya oymağı merak edenlerin kesinlikle bu esere bakması elzemdir. Zira içerisinde bugün lakap olarak adlandırılabilecek küçüklükte cemaat ve toplulukların bile soyları, nerden geldikleri gayet açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur. İnsanların geçmişte yaşadıkları çevre ve kökenlerini merak etme dürtüsüne en güzel cevabı bu kitapta bulacakları kesindir.

Anadolunun her tarafını saran Türk Aşiretleri ile ilgili en önemli kaynak eserlerden birisidir.Bu gün dahi kitabın ilk baskısından bu yana uzun zaman geçmesine rağmen içerdiği çok kıymetli Osmanlı Arşiv Belgeleri sayesinde değerini kaybetmemiştir. Zaten eserde bir çok Türk aşireti ve aşiretlerle birebir ilişkili olayların anlatıldığı bahisler ve belgeler mevcuttur. Dolayısıyla kitaba aslında Osmanlı Arşiv belgeleri içinden seçilmiş bir Aşiret Belgeleri Kitabı da desek yanlış olmaz.
Eserde toplam 244 tane aşiretlerle ilgiliş belge latin alfabesiyle Osmanlıca dan Türkçeye çevrilmiştir. Bu konuda araştırma yapmak isteyenlere son derece yararlı bir eserdir.

Ahmet Refik Altınay kimdir sorusuna da kısaca cevap vermek gerekirse;
Tarihçi, yazar, şair, Darülfünun Tarih Müderrisi ve yüzbaşıdır.1881 yılında Beşiktaş'ta doğdu.10 Ekim 1937 tarihinde İstanbul'da 56 yaşında iken zatürreden vefat etti.Mezarı Büyükada'da Tepeköy Mezarlığındadır. 116 eseri vardır.

Ahmet Cevdet Paşa, ilk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanım'ın babasıdır.
Bu kitap da yine Fatma Aliye hanım tarafından kaleme alınmış değerli bir eserdir.

Kitabın Mehmet Şevket Eygi tarafından hazırlanmış giriş bölümünde Ahmet Cevdet Paşa ve Mecelle hakkında bilgiler vardır. Daha sonra ise şahsiyeti, eserleri hakkında bilgiler mevcuttur. Siyasi ilmi askeri faaliyetlerinden birkaç bahis de eserde ele alınmıştır. Ahmet Cevdet'in hayatıyla ilgili şahsi olarak yaşadığı bazı olaylardan bahsedilmekte ve o zamana ışık tutulmaktadır.

Ahmet Cevdet Paşanın hayatından da kısaca bahsetmek yerinde olacaktır:

1822 Lofça doğumlu Ahmet Cevdet Paşa; ondokuzuncu yüzyılda Osmanlı Devletinde yetişmiş büyük devlet ve bilim adamıdır. Babası Lofça İdare Meclisi azasından İsmail Ağa'dır.
Kadılık Müderrislik Öğretmen okulu müdürlüğügibi görevlerden sonra "Tarih-i Cevdet" adıyla şöhret bulan kıymetli eserinin üç cildini 1854 yılında bitirip Sultan Abdülmecit'e sundu. Bir sene sonra da devletin resmi tarihçisi oldu.
Osmanlı Devletinin kanunlarını yapacak olan Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliyeye 1861 yılında üye tayin edildi. 1866 yılında ilmiye sınıfından vezirliğe geçti. Halep vilayetine vali tayin edildi. Bir müddet orada kaldıktan sonra yeni kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye ye başkan tayin edildi. Kur’an-ı kerimin hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırlayarak, büyük hizmet etti.
Cevdet Paşa, 1879 yılında Maarif Nazırlığına tayin edildi. Sonra da, çeşitli valiliklerde, Adliye, Maarif, Dahiliye, Ticaret nazırlıklarında bulundu. Padişah’ın hususi encümenlerine iştirak etti. 26 Mart 1895’te vefat etti. Naaşı, Fatih Camii bahçesine defnedildi.

19. Yüzyıl, yaşanılan buhranlar ve dolayısıyla Osmanlı Devletinin geldiği pek de iç açıcı olmayan siyasi ekonomik askeri nokta açısından günümüz Türkiyesinin tarihine en yakın noktadır. Bu bakımdan Dr. Adem Kara'nın Antakya şehir tarihi ile ilgili olarak hazırladığı büyük oranda Başbakanlık Osmanlı Arşiv belgeleriyle bezediği çalışması günümüz Antakyasının köklerine inen ve okuyucuya son derece faydalı bilgiler aktaran bir eserdir.
Eserin birinci bölümünde Antakyanın genel yapısı; demografik,fiziki,kültürel,siyasal ve sosyal açıdan ele alınmıştır.
İkinci bölümde ise;19. yy. osmanlı idari yapılanmasında meydana gelen değişikliklerle beraber Antakya da oluşan idari yapı ele alınmıştır. Bu açıdan şehirn idari ve sosyal yapılanmasını da ayrıntılı şekilde incelemek isteyenlere örnek bir çalışma olmuştur.
Üçüncü ve son bölümde deşehrin o dönemdeki ekonomik durumu, esnaf grupları,ticaret hayatı, şehirde ödenen vergiler, fiyatlar gibi ekonomik durumlar ortaya konulmuştur.
Eserin sonunda haritalar,tablo ve belgeler mevcuttur.
Adem Karanın eseri sadece akademik çalışma yapmak isteyenler için değil yaşadığı kentin geçmişini merak eden diğer okurlar için de son derece güzel bir eserdir.