E-Dergi

Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki sinirleriniz sağlam değilse bu kitabı okumayın. Kan, vahşet, cinayet gibi şeylerden kolayca etkileniyorsanız pek tavsiye etmem. Okumaya başladığınız zaman ilk 70 sayfada sıkılabilirsiniz ama sonra elinizden bırakamayacaksınız. Bu kitapta, yazarın, "Bukalemunlar İçin Müzik"te de sık sık işlediği cinayet konusu çok daha çarpıcı bir biçimde karşımıza çıkıyor. Arka kapaktaki "Kendisini olayın bir parçası olarak gören okur, kitabı bitirdiğinde bu cinayetlerin asıl sorumlusunun kim olduğuna karar vermekte zorlanır." cümlesi önce biraz saçma gelmişti fakat kitabı okuduktan sonra ne denmek istediğini anladım.Truman Capote, her zamanki ustalığını göstererek kitabı, basit bir polisiye roman olmaktan çok daha öteye taşımış. Konu pek iç açıcı olmasa da romanı büyük bir ilgiyle okuyacağınızdan eminim(ayrıca romanın ismi de mükemmel. "Soğukkanlılıkla"dan daha iyi bir isim düşünemiyorum). Böyle bir kitabı ya Truman Capote yazardı ya da Dostoyevski.

Adına bakıp da kitabı bir şeye benzetemeyebilir, kitabın saçma sapan olduğunu tahmin edebilirsiniz. İlk önce ben de böyle düşünmüştüm. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisiyim. Üçüncü sınıfta sorumlu olduğumuz romanlardan birisi de buydu. Adından ve sınavda sorumlu olduğumdan dolayı kitabı okumaya çok da iyi duygularla başlamamıştım ama çok sevdim ve sınıfta, kitabı kendisinin de çok sevdiğini söylemeyen bir kişiye bile rastlamadım. Farklı bir yazar ve değişik -ama çok güzel- bir kitap okumak istiyorsanız bunu okumanızı tavsiye ederim.

"Hiçbir Şey Rastlantı Değil" şimdiye kadar okuduğum dokuz Richard Bach kitabı arasında en sevdiğim kitap. Bu kitapta Bach, Arkadaşları Paul ve Stu ile olan ilişkisini, uçma sevgisini ve zaman zaman yaşadığı para kazanma sıkıntısını eğlenceli ve sıcak bir dille anlatıyor. "Pırpır" tarzında ama ondan çok daha eğlenceli bir kitap. Mutlaka okuyun.