Bu kitap, doğduğum ve yaşadığım şehri, İstanbul'u bana sevdiren bir kitap. Ancak üzülerek söylüyorum ki bahsettiğim kent talan, tahrip edilmiş ve bozguna uğramış. Toprak altındaki bir insan kalıntılarından farkı yok ne yazık ki... İşte bu kitapta ikisini de gördüm, yeni tanıştığım engin bilgilere, kadim kültürlere sahip dostumu kaybettim bir daha.
İstanbul dışında da Kalan, yazarın deyimiyle hakikati arıyor, Leyla Erbil hakikatini sorguluyor, anılarıyla, İstanbul'la, tarihle, yıkımlarla...
Karakterinin adı Lahzen, lahze'den geliyor; göz ucuyla bakış demek, göz ucuyla bir kere bakıncaya kadar geçen zaman demek. Bir düşünün yaşam da öyle işte. Kozmik zaman göz önüne alındığında göz ucuyla bir bakış yaşamımız. Kanaatimce Leyla Erbil de, bir bakışında neler gördüğünü, hissettiğini, izlenimlerini yazmış o özel diliyle.
Ha dili demişken, bir de fonetik bir özelliği var. Evin içinde sesli okumadan alamıyorum kendimi.