E-Dergi

Bir nefeslik demek iki kelimede özetlemek demek bu kitabı.Jack London'un Martin Eden adlı otobiyografik romanında kendi ağzıyla ifade ettiği-döneminin popüler gündümi de olan- evrimleşmeyi benimsemişliğin yanında bir o kadar da propagandadan uzak ve fantastik bir "maymun insan" öyküsü.Kurgu Jack London klasiği,düşünce Hollywood senaristlerinin yıllarca düşünüp bulamayacağı incelikte ve tabi ki anlatım hepsinin ötesinde bir dorukta.

Akıcı olması ve bir kurdun yaşamını anlatırken insan hayatına akılcı göndermeler yapılması sizi sıkmayan yönü.Bence bir çocuğun kitabın özünü anlamsı zekası çok yüksek olmadıkça pek mümkün değil.Kesin kalıplarla bir erişkin romanı da sayılmaz.

Bu kitabı yazarken Balzac'ın çok sevdiği kardeşi ölmüş,haberi verdiklerinde dahi yazar "ne yazık,neyse şimdi konumuza dönelim" demiş.Goriot Baba'dan önce yazılan kitap sosyolojik değer taşımakta.Balzac'ın kendi deyimiyle insanlık komedisi.Karakterler fırtınalı bir hayat sürmekte dönemin Fransa'sında en önemli değer maddiyattadır.

Pekçok yerde dahi derler onun için.Aslında aşk ve kadın hakkındaki tesbit ve tasvirleri hakikaten de dahiyanedir.Okuduğum tüm romanlarında olduğu gibi bu romanda da kadın erkek ilişkileri hakkında ilginç tesbitler var.Temel olarak kralcı ve ihtilalciler arasındaki savaşa bir pencere açar ama temel tema imkansız aşkın pençesine düşen karşı cephelerin aşıkların hikayesidir.

Yaklaşık 1000 sayfalık kitap iki cümleyle özetlenmiyor işte.İçinde yirmi civarında insanın tek tek kısa hikayeleri işlenmiş.Dostoyevski'ye özgü önce alabildiğine açılan neredeyse buraya nereden geldik diyebileceğiniz,sonra mükemmel ustalıkta bir çatı altında toplanan bir roman.Doğu-batı veya inanç inaçsızlık ayrımını bir aşk ve entrika çerçevesinde anlatmış.