E-Dergi

Kitap astroloji kitabı değil, temel astronomi ve hayatın olağanlığında devam eden ama gözümüzden kaçan birçok astronomik ayrıntıyı en temel haliyle anlatıyor, hayatımızın her anına, içtiğimiz sudan tutunda telefonumuza, yerdeki toza ve gökteki rüzgarlara kadar her yerde astronominin ve dünyamızın oluşumdaki etkilerden bahsediyor, Ayın Dünyamıza olan etkisini, ışık spektrumlarından, bir gezegende yaşam(bitki olarak) varsa yaydığı kızılötesi ışıktan tespitin mümkünlüğü, hergün dünyamıza inen kozmik tozlardan, dünyaya suyun nasıl geldiğinden, dinozorların nasıl yok oldukları, elemetlerin izotoplarından, yıldızların içindeki füzyon tepkimelerinden, günlerin, saatlerin, dakikaların neden sabit bir değerde olduklarından, Bigbang ve evrenin oluşumundan antimadde ve madde ilişkisi hidrojenin oluşması ve sonraki elementlere evrilmesi, antik dönemlerde insanların dünyaya ve astronomiye olan bakışlarından, dünyayı tehdit eden asteroid sayısından, ışık hızı ve zaman-mekan ilişkisinden bahsediyor.

Yazar kitapta karakterlerin duygularını çok iyi yansıtmış, derin buhranlarda olan ve düzgün bir akışta seyir eden hayatı, güzeller güzeli karısı ve işlerini yönetmede ona yardımcı olan kişiler etrafında dönen bu hayatı sıkıcılaşma ya başlaması ile bu sıkıcılığı ancak başka bir kadınla birlikte olarak atacağını sanması ama bunun işe yaramaması ve sağ kolu olan en yakın arkadaşı ile eşini sadakat testi bakımından da kontrollü bir birlikteliğe sokmaya denemek için uğraşması ve sonra tekrar eşini kendisine aşık etmesiyle çözüleceğini sandığı sıralarda her şeyin ters tepmesi, iflas eşiğine gelmesi, karısının bu yaptığını öğrendikten sonra kendisini terk etmesi ve muhtemelen komşuları olan doktorla birlikteliği girmesi, sağ kolununda terk edip doktorun işinde çalışmaya başlamasıyla özenilecek yaşamını kendi eliyle mahvetmesini okuyoruz, karakterimiz bu üç kişiyi öldürmeyi ve intihara karar verse de bunu da yapamayıp dışarıya atılıyor ve bir köpeğe hayatını anlatıyor, sonu okuyucuya bırakıyor

Yazarın vermiş olduğu tavsiyeler özellikle gençlere, ortaokul ve lise talebelerine hitap edecek tarzda zaten bence bu yüzden yüz temel eserden birisi, azmin önemine asla pes etmemek gerektiği başarılı olmak isteniyorsa bunun için yorulma ve sıkılma olmadan ilk başta çalışmaktan zevk almanın ve bu uğurda başarıya ulaşmak için sakınılması gereken tehlikeler ve yapılması gereken tavsiyelerde bulunmuş, bana birçok yeni kitaba başlamam için ilham kaynağı olan bu kitap ayrıca birçok farklı ideolojiye de değinmiş, kişilerin doğuştan gelen sonradan kazandıkları özelliklerinin değişmesinin mümkün olup olmadığından, insanların sahip oldukları değişik mizaçlardan bahsedilmiş, verilen tavsiyeleri uygulamanın sonucunda ulaşılan saadete göndermeler yapılmış, azim ve irade ile kazanılan başarıya dahil göndermeler yapılmış, ahlakın, sporun, musikinin, okumanın önemine değinmiş, düşünmenin önemine - düşünen bir insan maden kuyularında kazma sallayan işçiden daha çok çalışıyordur - diyerek vurgu yapmış.

Kitap beni beklentilerimin inanılmaz üstünde bir yazı tarzı ve samimiyetle karşıladı, öyle ki başlarda biraz ilerlemekte zorlanırken kitap ortalara doğru beni içine çekti ve sonlara doğru asla bitmemesi için temennilerde bulundum, aşkın, sevginin, dostluğun kıymetini onlara sahip olmanın ve yüzümüzden düşmemesi gereken tebessümlere dahil çok güzel mesajlar verdi yeri geldi mi çok duygulandırdı bazen acayip güldürdü, aşkın cinsiyetinin olmadığı, sevgi denilen gücün dağları bile yerinden yıktığını ve sevginin doruklarda yaşandığı an kendi benliği ile sevgilinin benliğinin birleştiği o en son noktada olan ayrımın ortadan kalktığı ve hastalıkta sağlıkta birlikteliği anlatan yazar birçok farklı yaşantılara değinmiş, alınan kararların sonuçlarını, mukadderatın en güzel planları dahi en beklenmedik anda nasıl bozabileceğini anlatmış, kitap aslında hafızasını kaybeden sevgilisine anlatmış olduğu birlikte geçirdikleri hayat hikayelerinden oluşuyor ve en sonunda kendini ona feda edesi sevgisini.

Kitap iki kişi arasında geçen diyologlardan oluşmakta, birine göre insan en üstün ahlakla yaratılan ve diğerkam bir canlı, özgür iradeye sahip lakin yaşlı bilgine göre ise insan hatta temelde tüm canlılar bir robot ve kendi başlarına dışarıdan fikir gelmez ise düşünemeyen ve şekillenmeyen hatta hayatını mecazı anlamda adım atamayan bir canlı yani dış tesirler, bulunduğu ortam ile kendini ve hayatını şekillendiriyor bunun dışından yaptığı her fiille içindeki egoyu daha doğrusu efendiyi tatmin etmek için yapıyor yaptığı her işte dışarıdan kendine bir faydası yok gibi gözüksede aslında saniyelik bir zevk için diğerkam olabiliyor çünkü içselliği diğer olasılıklardan daha üstün buluyor, insanın şekillenmesinde çok önemli ikinci bir etkende mizacı ve irsi özellikleri olduğunu altın demire dönüşmez diyerek belirtiyor, Cebriyecilerin görüşüne çok yakın bazı yerleri var, insanın her özelliği ve yaptıkları hatta sahip oldukları Tanrınındır,mizacı ve yaptıklarımızdan sorumlu Tanrıdır mantığı var.