E-Dergi

Aytmatov, yüzleşmekten korktuğumuz olguları romanlarından eksik etmiyor. Biraz utandım bu kitabı okurken ve tabii hüzünlendim bir o kadar. Romanın kahramanı o güzel çocuğu, arayıp bulmak ve ona varımı yoğumu vermek istedim bilhassa.

Yalnız 'Boynuzlu Maral Ana'nın romanın sonlarındaki malum durumuna yapılan eleştirilere katılıyorum. 'Mümin Dede' bu kadar kolay vazgeçmemeliydi herşeyinden... Çok güzel bir eser, kütüphanenizde yeralmalı derim...

Kitabı okurken yazarın sürekli milliyetçiliği daha ziyade meşru bir zemine oturtma çabası içerisinde olduğunu hissettim. Bu, milliyetçiliğin günümüzün hedef ideolojilerinden olsa gerek.

Yazar her ne kadar böyle bir ideolojinin sınırlarının çizilemeyeceğini önemle belirtse de -bir de ben deneyeyim- dercesine milliyetçiliğinin ana hatlarını belirtmeye çalışmış diyebilirim. Milliyetçiliği benimsesin benimsemesin herkesin ufkunu genişletme ihtiyacına katkıda bulunabilecek bir kitap doğrusu. Günümüzden ve geçmişten çarpıcı örnekler mevcut, tabii bir takım tabulardan yazarda payına düşeni düşüncelerine katmış. Ama belirtmeden geçemeyeceğim yazar bu geniş konuya tam anlamıyla hakim olamamış gibi geldi.

Öncelikle sorunun çözümüne katkıda bulunmak için böyle bir adım atılması sevindirici. Ancak sonuç pekte tatmin edici değil. Kitabın yarısı fotoğraflardan oluşuyor. Bunun dışında sorundan ziyade çözüm üretme çabaları ve bu yolda bazı özgün fikirler doğurmuş olması kitabın artısı. Ancak yeterli değil.

Kitaptaki denemelerin bir kısmı oldukça kısır ama genel itibariyle kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Şunu belirtme ihtiyacı duyuyorum doğrusu, Haşim'in Paris gezileriyle ilgili yazıları oldukça sıktı beni. Her ne kadar Haşim yazılarda ilginç, heyecan verici vb unsurların bulunmadığını belirtse de ben daha zengin gözlemler beklerdim.