E-Dergi

İlk kadın romancımız ve ilk kadın başkarakterimizle tanışmak çok heyecan verici bir deneyimdi. Neredeyse başından sonuna kadar boğazınızda bir düğümle okuduğunuz için bir umut belirtisi görebilme isteğiyle kitap akıp gidiyor. Günümüz Türkçesine tekrar kazandırılmış olması ve değerli bir yazarın gölgelerden genel okuyucunun karşısına tekrar çıkarılmış olması bir teşekkürü hak ediyor.

Osmanlı'nın son zamanlarına tanıklık etmek için bir pencere açan, dönemin büyüklerini hataları ve sevaplarıyla görebileceğiniz, okunmaya değer bir kitap. Olaylar ve kişiler derinlikli/uzun uzadıya anlatılmış değil, zira bir gazetecinin gözlem notları diyebiliriz bu kitaba. Falih Rıfkı gayet sade bir şekilde askerlerimizin durumuna da ışık tutmuş. Arkada da birkaç askerimizin kendi savaş notları yer almakta. Yer yer içinizi burkan, merak uyandıran, tarihi tekrar araştırma isteği uyandıran bir kitap.

Halide Edip, okuyucuyu kolaylıkla kitaplarına bağlayabilecek ustalıkta yazma dilini kullanabilen bir yazar. Handan da aynı şekilde akıcı bir dille yazılmış. Handan başkarakter ancak onun ağzından duygularını kitabın ortalarından itibaren mektupları ve tuttuğu notlarıyla öğrenebilmekteyiz. Handan'ı daha çok tahlil eden, okuyucuya yavaş yavaş tanıtan erkek karakterin mektupları oluyor. Kitabın tanıtımında da yazıldığı gibi evlilik hayatı ve aşk işlenerek dönemin toplum yapısı, sosyal ve siyasal hayat da yansıtılmıştır. Erkek karakterlerin adlarının seçimi (Refik, Nazım, Server) ilgi çekici. Kitabın bu basımına tek eleştirim, sözlüğün arkada olması. Bu şekilde okuma bölünüp zorlaşıyor.

Çok sarcıcı, can acıtıcı ve şiirsel bir anlatım. İnsanın dünya düzenini sorgulamasına sebep oluyor. Kısa zamanda okunabilecek ama uzun süre akıllardan çıkmayacak, övgüleri tamamen hak eden bir kitap.

Kitapta, bir oyun yazarının yazdığı oyunda yarattığı adamla yüzleşmesi sonucunda yine kendisiyle karşılaşmasını konu edinilerek asıl yaratıcıyı keşfetme, yalan dostluk ve ilişkiler, asıl sevgi, toplumun durumu ince ince işlenmiş. Dili oldukça akıcı olan bu oyun Necip Fazıl'ın bir oyun yazarı olarak kendisini ve kalemini ispat etme ve daha önce yazdığı oyunda rol verdiği ve kendisine karşı mahcup olduğu Muhsin ERTUĞRUL'dan özür dileme sancılarıyla ortaya çıkmış. İyi ki de çıkmış, kısa zamanda okunup çokça verim alınan bu oyunu izlemek kim bilir ne müthiş olurdu.