E-Dergi

Bir gençlik serisi olarak değerlendirebiliriz. Kitapların dili oldukça sade, merak unsurları iyi kullanılmış. Seriye başladığınızda kitapları hızlı bir şekilde ardı ardına bitirebilirsiniz. Kurgusu başarılı ve mantığın tamamen terkedilmediği bir fantazya var. Keyifli zaman geçirmek için güzel bir seri.

Birkaç günde bitirilebilecek, basit bir anlatım dili olan bir eser. Yazar üslubu oldukça anlaşılır tutmuş. Olaylar öngörülebilir. Bu tarzın öncüsü çok meşhur bir eseri daha öncesinde okuduysanız sizi de benim gibi tatmin etmeyecektir. Livaneli ne çıkarsa okurum diyen biri olarak bu tarza olan katkısı beni yine de mutlu etti. Daha genç okurlara hitap edecek bir kitap olarak düşünülebilir.

II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra yaşadığı sürgün hayatını kendi ağzından anlattığı, ayrıca psikolojik hal ve durumunu da doktorunun gözlemlerinden öğrendiğimiz bir dönem işleniyor. Osmanlı padişahlığından sefalete uzanan bir yol tasvir edilmiş. Ailesi ile birlikte yaşadıklarını okuduğumuz kitapta kendisi ile empati kurabilecek kadar yakınlaşıyoruz. Aydın olması, yeniliğe açık olması, gittiği Avrupa ülkelerinde gördüklerinden sonra biz ne kadar geri kaldık hissiyatını yaşaması, yine de istibdat savunucusu olması, sürgün edildiği Selanik’te yaşayan aydınlar tarafından hoşnutsuzlukla karşılanması, sevilmemesi anlatılıyor. Yönetmenin kurnazlıkla ilişkili olduğunu savunuyor. Başarısını kurnazlığına yorarak, kendinden sonrası için endişe duyuyor. Kendisi ile içinde sürekli çelişen hislerini, yaşadığı tedirginlikleri oldukça güzel okuyucuya geçirebiliyor yazar. Üslup oldukça akıcı, kurgu tarihi gerçeklikten uzaklaşmamış. Dönem kitapları arasında okunmaya değer güzel bir eser.

Ahmet Ümit bu kitabında işleyeceği cinayet konusuna oldukça geç giriyor. Polisiye öğeler anlatılmaya başlamadan kahramanların ilişkileri detaylandırılmış. Bu tarz eserlerden beklediğimiz akıcılık ve merak unsurları kitabın ikinci yarısında başlıyor. Bu nedenle Ahmet Ümit kitaplarından beklediğim bir solukla okuma hissini yaşayamadım. Bu kitapta konuya hazırlık çok uzun konunun işlenmesi ve sonuçlanması oldukça kısa takdir edilmiş. Yine de benim kitaptan beklediğim şaşırtmaca kitabın sonunda beni bekliyordu. Kitap oldukça fazla Beyoğlu tasviri içeriyor. Tamamı gerçek mekânlardan oluşan tasvirler var. Eğer tanıyorsanız bu çevreyi, Beyoğlu sokaklarında dolaşıyor gibi hissedebilirsiniz. Bu düşünce ile polisiye bir roman olarak değerlendirilmemesi daha doğru olacak bir eserdir.

Doksanlarda genç olanlar için yeni bir şey yok ancak şu an da genç olup o yılları merak edenler okuyabilir. 90 lardaki siyasi ortam, görevi kötüye kullanma hepsi romanda var. Faili meçhuller, iç içe geçmiş örgütlenmeler, her kesimden yüz karası ilişkiler gibi hatırlamak istemediğimiz olaylar yine kitabın konusu. Konunun ağırlığından olabilir hızlıca bitemiyor ağır aksak ilerliyorsunuz kitapta.