E-Dergi

Muhteşem ötesi bir distopya, bu kadar kötü anlatımla rezil edilebilirdi. Çevirinin berbatlığına rağmen kitabı bitirdikten sonra kendi ahlak kurallarınıza dönmekte zorlanıyorsunuz. Gayet etkileyici.

Yakın Türkiye tarihini bu kadar akıcı bir üslupla hiç okuma fırsatım olmamıştı. Evet bu dramatik bir tarih kitabıydı benim için. Kitabı elimden bıraktığımda Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne uzun bir yolculuk yapmış gibi hissettim kendimi.

Dili itibariyle akıcı bir roman olsa bile anlatılan hikayelerin beni pek etkileyemediğini söyleyebilirim.

Kitabın ilk sayfalarını okumak bana çok zor gelmişti. Belki zamansız aldım elime, belki de yaşanmışlıklar yeterli gelmedi o zamanlar. 2 yıl sonra kitaplığımdan bana tamamlanmamış bir ödev gibi göz kırpmaya başladığında her şeye rağmen tekrar okumak istedim. Kitabı bitirdiğimde hissettiğim ve hayatımın geri kalanında beni etkileyecek duyguları iki yıl geciktirmiş olmanın hüznünü yaşadım. Anlatıma gelecek olursak; o kasabada çocukluğu geçen, babasının yokluğunu bir mazot kokusunda anımsadıkça küçücük yüreği yanan, ileriki yaşlarında imkanları eline almış ve artık babasını özledikçe yoldan geçen bir kamyona içi sızlayarak bakmak zorunda olmadığında kaderin acımasızlığı önünde sessiz bir çaresizlik çığlığında boğulan sanki bendim. Modern türk edebiyatında beni bu kadar etkileyen tek bir eser dahi okumadım. Teşekkürler Hasan Ali TOPTAŞ. İyi ki varsın..