E-Dergi

şeyhül ekber üstad arabi HAZRETLERİ bu kitabındada üstad lığını konuşturmuş ve nasılki bir kimse sıradışı son model bir araba aldı. fakat yapılış itibar ile bu araba hertürlü arazi şartlarında gitmeye muktedir ve müthiş hız yapabilme imkanlarına sahip. birde bu araba her nasılsa emsallerinden ayrı olarak hem uçuyor hemde denizde yüzüyor. fakat arabanın kullanma kılavuzu yok ve kullanmayı öğreticiside yok böyle bir arabayı nekadar güvenli kullanabilirsin ?bu sebebden dolayı o arabayı gerektiği gibi kullanamıyorsun. İŞTE ÜSTAD bu kitapta demek istiyorki ey ADEM senki ilahi kudretin yeryüzündeki tecelli gahısın senin istidatında zaten varolan bu kudret ve hikmete ait mevzular senin bedenindeki bulunan cihazlarda var. yeterki sen bu cihazları gerektiği gibi kullanmasını bil. işte sana bu cihazların nasıl kullanılacağını gösteren KLAVUZ KİTAP al oku ve anla ve O müthiş emsali bulunmayan arabayı en güvenli bir şekilde kullan. hem yüzdür hem uçur ve ve alemler arasında yolculuk yap ve vuslatına kavuş.

mademki kur'an ı kerim ve sünnet herşeyi çözüyor herşeyin miftahı hükmündedir evet aynende öyledir. her kimki nefsini bilmedi nefsinin hakikatini anlamadı ne kur'an kalır ne sünnet. orta yerde enaniyet fırtınaları eser sadece insanların nefislerinde. ancak nefisler hakikatler karşısında diz çöker. okunanın senin nefsine hitabatı asli olandır sen hitabatdaki ilahi mevzuları kavradın ve anladın bilki o senin kitabındır ve üstadındır vesselam.

evet üstad bu kitabındada ruhumuzun sırlarını deşifre etmiş. teceliyatın görmeye ve görünmeye mahsus mevzular olduğunu semadani bir dille müthiş anlatmış.

şeyhül ekber üstad arabi füsusul hikemi yolculuğunun son zamanlarında yazmıştır. aslen üstadın bu kitapta yaptığıda peygamber efendimizin (sav) mütercimliğidir. üstat bu deruni mevzuların 1. elden tercümanıdır. kitap hayli anlaması zor. benim tavsiyem üstadın kitaplarından insan birşey anlamak isterse önce mevaki un nücum kitabını sonra kitabut tecelliyat ve sırrın sırrı özün özü daha sonra eğer sevgilinin bu aleme nasıl bir bakışla baktığını anlarsa artık fütühattı mekkiyede füsusul hikemde yazılanların aslen okuyanın bu konuların kendi ruhuna nakş edildiğini anlar.