Toplam yorum: 3.084.205
Bu ayki yorum: 3.887

E-Dergi

ecce_melo Tarafından Yapılan Yorumlar

10.03.2013

Oryantalizm yerine Şarkiyatçılık adıyla basılması bile çevirmen ya da editörün işini ne kadar iyi bildiğini göstermesi bakımından dikkat edilmesi gereken bir unsur. Bununla birlikte şarkiyatçılığın en temel metinlerinden olan eserin şarkiyatçılığın tarihine ilişkin akademik birikimi içeriyor olması çevirmenin konulara vakıf olmasını gerektirmekte; ki metinde çevirmenin seçimleri gerek Şarkiyatçılık literatürüne gerekse felsefi dile ne kadar dikkat ettiğini gösteriyor. Nihayetinde böylesi çetrefilli bir metni bu kadar anlaşılır bir dile bürüdüğü için çevirmene saygı duymaktan başka söylenecek bir söz bulamıyorum.
10.03.2013

Türk edebiyatında kadın ve erkek imgelerinin ne şekilde kullanıldığı ve özellikle bu imgelerin altında yazarların ne tür kaygılar benimsediğinin anlatıldığı bölümler özel bir ilgiyi hak ediyor. Bu bakımdan iyi bir psikanalitik okuma olarak kitabın çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
10.03.2013

Felsefe tarihinde Hegel ile birlikte ve bilhassa Romantisizm söz konusu olduğunda düşünürlerin nesnesi olmuş Antigone figürü üzerinde bir çok okuma mevcuttur. Bu bağlamda Butler kendi ilgileri doğrultusunda Hegel ve Lacan üzerinden oldukça verimli bir alternatif okuma sunmakta. Özellikle Queer kuramı çerçevesinde konumlandırılan ve yeni ufuklar sağlayan Antigone figürünün Butler tarafından yeniden okunduğu bu eserin siyaset ve etik bağlamınada oldukça yararlı olduğu bir gerçek.
27.01.2010

Oblomov yayınlandığı dönemde Rusya'da büyük ses getirmiş bir eser olmasına karşın büyük Rus yazın ustaları Dostoyevski ve Tolstoy'un eserlerinin çok gerisinde kalmıştır. Bu duruma şaşırmakla birlikte bilhassa batılıların Oblomov'u anlamamasına şaşırmıyorum. Zira kitabın önsözünde de belirtildiği gibi Oblomov batı dünyasının anlayabileceği bir karakter değildir. Nitekim Oblomov hayallerinin peşinden gitmek cesaretini kendinde bulamaz, bulsa dahi bu cesaret anlık bir hevestir onun için. Onun karakterinin şekillenişinde hiç kuşkusuz aile eğitiminin payı büyüktür ama onun hastalığı pek çoklarınca yanlış anlaşılmıştır. O tembel değildir sadece Oblomovdur.
Gonçarov kanaatimce şahane bir eser yazmıştır, bilhassa Oblomov'un rüyasının anlatıldığı Oblomovka tasviri pek bir mükemmeldir, sizi alır o diyarlara götürür. Doğanın sert kışlara engin denizlere ve uçurumlara yer vermediği Oblomovka sıcacık yapısıyla içinizi ısıtır.
Kitabı ilk okuduğumda Ştolz'dan nefret etmiştim, Oblomov'un ona olan sonsuz sevgisini yadırgamış hatta ona kızmıştım. Ama şimdi anlıyorum ki Oblomovkalı Eflatunun doğasında havasını soluduğu, suyunu içtiği Oblomovka'nın o naif yapısı olmayacaktı da ne olacaktı.
Sonuç olarak diyebilirim ki Oblomov başucu eserimdir. Her satırında kendimden birşeyler bulduğum, bir kitap okudum hayatım değişti diyebileceğim kitaptır.

15.02.2008

Türk Edebiyatı'nın taçsız kralı Oğuz ATAY'ın başucu kitabı. Kitabı defalarca okumak şart bence. Ama ilk okuyuşun üstünden biraz zaman geçmeli Selimliği anlamak için birikim yapılmalıdır. Oğuz Atay'ın kitapta her Canım Selim deyişinde içinizin acıdığını hisseder yeryüzünde Selimler aramaya koyulursunuz. Yazarın kara mizahı yer yer canınızı sıkar Atay'a değil dünyaya kızarsınız. Onun uzun cümlelerinde asla kaybolmazsınız.Uzun lafın kısası Oğuz Atay özel bir adamdır.Hikayeleri de özeldir.