E-Dergi

Kalbe dokunmayanı tekrar etmenin anlamı yoktur' der Soljenitsin.. Kitapyurdu sitesinden keyifli bir alışveriş ile almıştım. Kalbi kazık sokma ile ilgili inceleme yazısı, geç kalanlar, manavın sizi aldatması gibi meteforlar ise okuyucuyu baya zora sokacağa benziyoo. O değilde İzmir gezisinde, okumuştum. İnsanı kabalık değil, incelik yıkar gibi bölümü okurken,gerçekten de böyledir bu..

Ne kadar güzel bir roman, suçluyu kazıyın altından insan çıkar der, bir ceza avukatının isimli kitabında yazarımızın biri.. Tacizler, tecavüzler, organ kaçacakcıları.. parklarımıza kadar sinmiş.. O kadar güzel kitap ki, ne o insanlar eski insan ne de Salacak eski Salacak, Dünya kötülüğe doğru hızla koşması ne kötü şey...

Elma hırsızı, Yangın yerinde orkideler, Düdüklüde kıymalı bamya, Kamyon gibi oyunları izmeme şansım oldum.. Mitos yayınlarından çıkan kitaparlını da sahaflardan zor bela bulabildim. Kişinin yalnızlığını, iç dünyasını, toplum içindeki bireyin vahim durumunu en ince dokuyan naif bir insandır. Baydur.. Ne yazık ki, 50 yaşında aramızdan ayrıldı. Umarım birgün değeri bilinir Çağımızın Oğuz Atay'nın Şayet tiyatroya, sanata ilginiz var ise ruhunuza dokunacaktır.

Dünyada kaç kötü insanın olduğunun net bir şekilde bulabileceğiniz bir kitap.. Bir Tutunamayanlar'dan Sefil'ler den etkilenen biri bu kitaba bayılacaktır...

Yalnızca kaba gücün dilinden anlayan bu insanlarla ne diye konuşulur ki? Okumak istemeyen ve okumayı öğrenmek istemeyen bu insanlara yazmak niye?.. Kitaptaki bu soruya cevap bulamadım.. Hele ki, Ağaçlar ile olan bölüm varya alıp götürmüştür beni.. Ağaca artık bir insana bakar gibi sıcaklık bırakan bir kitaptır..