E-Dergi

ben kitabı bitirdikten sonra şu kanıya kapıldım "keşke başkanın adamları" cd sini alıp izlesemde bu kştaba bu kadar zaman harcamasam.türkiyede bir yazar marka olduktan sonra yazdığı herşey çok iyidir diye algılanıyor nedense .bence o kadar abartılacak bir kitap değil dan brown da vinci'nin şifresiyle zaten kendini kanıtladı artı bu kitap da vincinin şifresinden önce yazılmış fakat nisan2005 de basılmış yani adam zenginliğine zenginlik katma peşinde ben amin maalof da da onu görmüştüm neyse ki şimdi o kadar yazmıyor.bilimsel gelişmelerden (ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz.nasa'nın kabul edirliliğide şüpheli ya) herne kadar güzel bahsetsede uzatmış da uzatmış.

eğer bir gün bir kitapçı açarsam pörtföyümü oluşturacak kitapların çoğu Ahmet Altan ve Amin Maalouf'unkiler olacaktır.Gerçekten insanları ve aşkı onun gibi anlatan çak nadir insan vardır.daha önceden okumuş olduğum birçok kitabının paralelinde hiçde şaşkınlıkla karşılamadığım alışık olduğum bir tarzla yazdığı bu kitabında ise ön plana çıkarmış olduğu tek karakterdir roman boyunca asıl olan.bunun yanında kitapta herkesin bir ölü olduğu ve Osman'a anlattıklarına göre yaşamları ilginç ve retorik gücü kuvvetli. Aslında Osman yazarın kendidir diyorum ben.Zevkle okudum.O türkiyedeki usta kalemlerden biridir.
selamlar.

merhabalar;
nuayme'nin bir takım konferanslarını içeren kitabı beyaz zambaklar ülkesine benzeyen bir formatta.milliyetçi söylemlerin bulunduğu kitapta nuayme azığın nasıl toplanacağından ziyade ülkesinden örnekler vererek halkının harekete geçmesi gerektiği konusundaki etkili konuşmalar yapıyor.bi nevi ulusal beraberlik çağrısı.tanrı azık toplamak isteyene yardım etsin.herkes de toplasın azığını..selamlar.

merhabalar;ahmet altan hakkındaki fikirlerimin değiştiği tek kitaptır diyebilirim.oluşturmuş olduğu güçlü ve harika karakterler kitap boyunca insana yeni bir soluk oluyor.ben 31 vakasıyla alakalı pek birşey göremedim.daha çok tema karakterlerin yaşam tarzı ve bakış açılarıydı.özellikle şeyh karakterini çok beğendim.insanları iyi tanıyan ve toplumüstü bi insan olduğuna kanaat getirdim sayın altan'ın.isteyen okusun .herkes istesin..
Selamlar

yoğun temaların işlendiği kitap ağır yaşam şartları altında muhatabını da yoğun duygu ve düşüncelere garkediyor.kitaplarda baskı sayısı çok önemlidir.9.basımını okuduğum kitap ,Yalom'un aldığı birçok destek ve çabasından sonra güzel bir yere gelmiş.Oluşturduğu karakterlerin gerçeğe çok yakın olması ilgi çekici ve etkileyici.Nietzsche geri planda olmasına rağmen yine de ağırlığını koyuyor ortaya.İnsanı en çok ta etkileyen ,inanmayı beceremeyen fakat nasıl inanılacağını insana göstermede ufakda olsa bir ışık olmasıdır.."Neysen o ol" diyor,"en çok çığ tanesi en sessiz gecede düşer" diyor..ve en önemlisi herşeye rağmen kendine ve peşinde koştuğu hakikate(kendi deyimiyle) ihanet olur düşüncesiyle Breuer'in yeni bir hayat,yuva kurma teklifini kabul etmeyip doğacak çocuğu"Zerdüşt"ün randevusuna gitmesi...mutluluk da huzurda görecelidir.insan nelerden özgür olunacağını öğrenmeden önce N' için Özgür olacağını öğrenmelidir.