Öncelikle belirtmek gerekir ki ağır bir kitap. Dura dura, sindire sindire okumak lazım. Yazarın kurduğu dünyaya alışana kadar, başlarda okuyucuya biraz karışık gelebilir ama sonradan alışıyor insan.
Kitap asıl olarak yapay zeka üzerine gibi görünse de felsefi olarak çok ciddi konuları tartışıyor. Kitabın kendi bir felsefesi ve vermek istediği net bir mesaj, hatta mesajlar var. Özellikle yapay zeka tartışmalarının tavan yaptığı bugünlerde kitabının piyasa sürülmüş olması da ilginç bir rastlantı olmuş. Kitap Akan Abdula'nın Öngörülemeyenler kitabında dile getirdiğine benzer endişelerle yazılmış. Sahne alan sahte tanrılar eşliğinde kendinizi derin bir felsefi tartışmanın içinde buluyorsunuz.
Kitapta ahlakın ve vicdanın kaynağı, din ile imanın farklı olması meselesi, geniş anlamda sahte tanrılar vb. olmak üzere birçok felsefi konu tartışılıyor.
Kitap, yazarın ve hepimizin yaşlandıkça yaptığı gibi, kendi hayatını, fikirlerini, inandıklarını sorguladığı bir hesaplaşma aynı zamanda.