Toplam yorum: 3.083.741
Bu ayki yorum: 3.423

E-Dergi

holden Tarafından Yapılan Yorumlar

19.05.2006

yedi yüz doksan beş sayfa... Herhalde bu kadar kalın bir kitap hiç bu kadar ince olmamıştır okuyanın elinde.
En uygun deyişle yaşam anlatılıyor bu kitapta. Yazarın ele aldığı zaman kesiti nedeniyle belki özellikle bazı şeyleri vurgulamak istediği düşünülebilir, ama kitap boyunca her satırda yaşam, içindeki her öğesiyle, dengeli bir biçimde yansıtılmış, anlatılmış. Okur için her satır hiç olmadığı kadar dolu.
Kitap yeri geldiğinde siyasete, dine ahlaka, yoksulluğa, düşkünlüğe, onura... hayatta yeri gelen herşeye yer veriyor ve bunlar kitabın arkafonu olarak değil bir bütün halinde canlı bir yaşam olarak karşınıza çıkıyor, kendini hissettiriyor, yaşattırıyor. Anlattığı olaylardaki duygulaarın gerçekle olan inanılmaz uyumu okura anlatılanları yaşıyor, o duyguları tadıyor hissi veriyor çünkü a
Her satırı dikkatle, özenle okunacak hayata dair çok şey öğretecek, hatırlatacak bir yapıt.
Orhan Pamuk'un deyişiyle bin yılın kitabı, bu sözün neden dendiğini bilmiyorum ama Rusların peygamberi olarak da anılan Dostoyevski'nin bu görkemli yapıtı bu kutsal kitap gelmeyen bin yılda bir insanın peygamber olarak anılmasına neden olabilecek kadar
02.07.2004

Oblomov döneminin Rus edebiyatına bir eleştiri ve başkaldırı niteliği taşıyor. Bütünüyle karmaşıklaşan ve yoksul halktan uzaklaşan, nihilizm etkisiyle biçimlenmiş Rus Edebiyatına ve bu yapıtların yazarlarını oluşturan Rus yaşantısına ayna tutuyor. Özellikle Dostoyevski ve Turgenyev'in yapıtlarında öne çıkan tipik karakterler bu kitapta gerçekçi bir inceleme ile yansıtılmış. Yazar bu tipik karakterlerin entelektüel görgünün oylumlarına sığınarak kendilerini yaşamdan uzaklaştırıp bohem de denemeyecek bir yaşantı sürmelerine kendi yorumunu getirirken katışıksız doğruya ulaşmayı kendine yol seçmiş ve tabiatıyla bu durum benzer ruh hali içinde bulunan insanlar için "Werther'in Acıları"nınkine benzer bir etki yaratabilir ancak şunu da gözardı etmemek gerekir ki yapıt soğuk duş etkisi sayesinde hastayı hayata da döndürebilir... Kitabı bu kadar çarpıcı bulmamdaki en büyük payı hemen her paragrafta karşımıza çıkan betimlemelere biçiyorum ve çevirinin kalitesi bu güzellikleri görmemizi engellemeyecek kadar iyi.
10.12.2002

“Şimdi roman okumak istiyorum, ancak konusu ne abuk bir şey, nede can sıkıcı olsun, kafa patlatmak istemiyorum ama kitabı elimden bıraktığımda da bende bir şeyleri değiştirmiş olsun” dediğimiz zamanlarda okunması gereken bir kitap bence "İki şehrin hikayesi". '89 devrimi gibi bir konunun bu şekilde işlendiğine doğrusu ben ilk kez bu kitapta rast geldim hem sıradan bir roman okuyorsunuz hem de bir devrimin öyküsünü. Devrimden hiç bahsetmese de bir roman yaratabilirdi Dickens bu malzemeden. Sanırım okuyan hiç kimsenin pişman olmayacağı bir kitap
05.12.2002

Bazen sadece içimizden geldiği gibi davranırız değilmi hiç bir sebep aramayız yaptıklarımızda zaten buna gerek yoktur da işte Salinger bu kitabında bunu yapmış her iki öykü için de bu geçerli ayrıca Seymour da Salinger sanki hayatı boyunca bir şaka yaptığını söylüyor bize ve okurlarını ilk kez ciddiye alıyor ama bunu da yine sadece içinden geldiği için yapıyor
22.07.2002

Kitap içindeki araştırmalar hakkında ki yazarın görüşleri hiç umursanmasa dahi yeterli. Araştırmalar çoğu zaman hayrete düşürecek kadar zorlu araştırmalarmış gibi gözüküyor ve etkilenmemek imkansız doğrusu kitabı ilk elime aldığımda fazla bir beklentim yoktu ama dolu bir kitap olduğu daha ilk sayfalarda kendini gösteriyor