Nissen'in 50 yılı aşan Yakındoğu tecrübesi ve diğer makale ve yayınlarından bildiğiniz Uruk (Sümerce) tabletleri ile olan yakından ilgisi esere daha bilimsel yazılma şansı vermiş ancak bence kitap yine ülkemizdeki önemli eksikliklerden birine kurban gitmiştir. Buda kötü çeviridir. Konuların bölümlenmesi, epi-paleolitik dönemden Tunç çağ sonlarına kadar ki Yakındoğu'yu konu başlıklarına bölmeden yazabilmek bir Childe geleneği olsa da ben bunu kabul etmiyorum.H.J.Nissen gayet başarılı bir kronolojik dizin oluşturmuş ancak sorun dediğim gibi çeviride. İlk Gelişkin Uygarlıklar Dönemi gibi ilginç çevrilmiş başlıklar var.
Zaten İngilizce yayınlar çok az ve hatalı çevrilirken orjinal dili Almanca olan eseri çevirmek sadece bir çevirmen ile olamaz. Çünkü akademik dilin getirdiği bilimsel dile olan yabancılık çevirmenin en büyük zorluğu. Bu da demek oluyor ki; asıl iş bizim hocalarımıza düşüyor.
Göbeklitepe yayınının çevirisi bir arkeoloji öğretim üyesi tarafından çevrildiği için ne kadar fark ediyor okurken 2 kitabı okuyup karşılaştırınca da anlatmak istediğim dil farkını anlayabilirsiniz.
Sonuçta bir önemli eseri daha dilimize kazandıranların emeğine teşekkür ederim.
Keşke müthiş bir çeviri ile Algaze'nin Uruk Dünya sistemini, Hodder'ın Symbol in Action kitabını yada Archaeology, teory and practice'leri de okuyabilsek.
Hatta geçen Hodder'ın Reading the Past'ını okudum ( Geçmişi Okumak )
zaten dili zor olan yazarı keşke daha iyi bir çeviri ile okuyabilseydim.
Bekliyoruz. Daha iyi çevirileri. Umarız gelecek...