E-Dergi

Bir İskender Pala kitabını ilk defa okuyorum. Katre-i Matem, olayların yaşandığı döneme ait pek çok gözlemin kitapta yoğrulduğu bir kitap. Beni en çok etkileyen de bu oldu zaten. Bu tür kitapları okumamdaki sebeplerden en önemlisi, kitapta ki ana kurgunun gerçekleştiği zamana dair verilen detaylar. Ders kitabı tarih kitaplarından çok daha zevkli ve çok daha öğretici kesinlikle. Kitabın dili biraz ağır günümüz kitaplarına kıyasla. Fakat benim için tam tersine çok zevkli oldu okuması, kelime dağarcığıma bir çok yeni kelime katmış oldum. Genel olarak başarılı bir kitap. Okunmasını tavsiye ederim.

Kitap Suzanne Colins'in 3 kitaplık seri olarak planladığı kitap dizisinin ikincisi, yani Açlık Oyunları'nın devamı. Kitabı birincisinin hemen akabinde okudum. Çok iyi kurgulanmış ve ilki kadar olmasa da oldukça başarılı yazılmış. Fakat belirtmeden edemeyeceğim ki Türkçe'sini okuduğum için çok üzüldüm, çünkü kitapta çok fazla baskı hatası vardı. İlla ki hemen hemen her pragrafta bir kelime yanlış basılmıştı! çok can sıkıcı bir durum okuyucu için. Bu konuda gereken yapılmalı.

Açlık Oyunları'nın galibi Katnis ve Peeta'nin galibiyet turuyla başlayan kitap birinci kitapta soru işaretiyle karanlıkta bırakılan pek çok noktayı aydınlatıyor.

Birincisi kadar adrenalini yüksekte olan bir kitap olmasa da soluksuz okunacak bir kitap.

Kitap 12 Mıntıka ve bu 12 mıntıkaya hükmeden bir Merkez'den oluşan Panem adlı bir ülkede geçiyor.
Kitap son derece akıcı, çabuk okunan, kolay bir dille yazılmış. Ben kitabı okumaya bir cuma akşam üstü başladım ve bitirdiğimde cumartesi sabahı şafak sökmekte idi. Kitabı bir türlü elimden bırakıp da uykuya dalamadım. Her bir bölümün sonunda acaba bir sonraki bölümde neler olacak diye merakla ve tutkuyla okumaya devam ettim. Bu kitabı herkese tavsiye ederim. Bir çırpıda son derece merak dolu okuyup bitirilebilecek bir kitap.

Son derece sürükleyici ve aksiyon dolu bir kitap. Kitap okumayı çok sevmeme rağmen sayfa sayısı dört yüzü geçen kitaplar beni biraz tedirgin eder. Bu kitabı da çok methettikleri için sayfa sayısından tedirgin olsam da aldım. Fakat mübalağa etmiyorum kitabı tam bir buçuk günde bitirdim. Elimden düşüremedim. Özellikle de son yüz sayfa inanılmaz bir aksiyon ve merak dolu. Fakat yine sonunda hüsran...Belki bu kadar aksiyon dolu bir kitaptan daha başka bir son bekliyordum ama gerçek ayyuka çıkınca "hadi ya bu muydu?" gibi bir ifade beliriyor yüzünüzde. Mutlaka okuyun ve sonunda tarif ettiğim ifadeyi bir de siz yaşayın.

Kitap oldukça sürükleyici. Kelimenin tam anlamıyla insanın eline yapışıyor ve bir solukta bitiyor. Belki de son derece basit bir kitap ve basit bir hikaye olmasından kaynaklanıyordur.kitabın kurgusu son derece zayıf. Neyin nasıl ve ne zaman olacağı başından beri çok belli.Belki sonunda elif şafak bir polisiye cinayet kurgulamış ama herşey o kadar açık ki katil kim diye merak bile ettirmiyor. Demem o ki herşey son derece basit. Kitap bana hediye olarak geldiği için okudum. Oysa ki Elif Şafak'ı, daha önce okuduğum tüm kitaplarında kitapların sonunu getirme başarısızlıkları sebebiyle, bir daha okumamaya ant içmiştim. Fakat kitabın bana kattığı tek şey Mevlana ve Şems üzerine okumaya sevk etmesidir.