E-Dergi

Maalesef baş döndürücü bir yüzyılda yaşamamıza rağmen, hala gerçekleri edebi bir dille anlatmaya çalışmakla yetiniyoruz.
Başta Dayıcan Napolyon'un yardımcısı Kasım Efendi olmak üzere, " Tek Adam " rejiminin paranoyak yalanlarına yamacı olmakla mevcudu muhafaza ederek kendi yerini korumakla meşgul. Yamacı Kasım Efendi, Dayıcan'ın etrafını onun görmek istediği gibi dizayn etmeye çalışan bir çizmeci. 3. Dünya ülkelerinin makûs talihi olan " Tek Adam " ların görmek istediği manzarayı çizip, adına da Demokrasi dedikleri bir yönetim. Etrafındaki insanlar; dış dünyada oldukları gibi, iç dünyalarında ise yani Dayıcan’ın etrafında olması gerektiği rolünü alan ikiyüzlü halk.
Dayıcan ise zaten kendisi değil. Napolyon olmaya çalışmakla ömrünü geçiren, bir taklitçi. Kendini “Birinci Adam “ zanneden, fakat gerçekte “ İkinci Adam “ rolünü bile beceremeyen bir diktatör. Ne yazık ki bu filmi, 3. Dünya ülkeleri seyretmekten bıkmadı! İyi seyirler…

Çocukluğumuzda, değişik ideallere kendini kaptırmış insanların Roman okutmama adına söyledikleri bir söz vardı. Hiç unutmuyorum bugün gibi kulaklarımda çınlar." Roman okumak yalan okumaktır. " kimi romanlara batı, kimine de doğu bahanesiyle okumanın önüne engel olan bu zihniyetlere tokat gibi bir roman. Roman değil gerçek bir cesur kalemin sesi. Hani derler ya " boş vaktimde kitap okuyorum." boş vakitte değil her vakit, her yerde, hep artan bir heyecanla okunabilecek bir kitap. Doğu veya batı klasikleri değil, bu ülkenin ortada ve defalarca seyrettirilen bir klasiği. Bu heyecanlı ve cesur kalemi kutluyor ve daha nice ortada kalmış ve defalarca seyrettirilen klasiklerini kaleme almasını bekliyorum.