E-Dergi

Bu trajikomediyi en iyi anlatan cümle Marcellus'tan geliyor kuşkusuz: "Çürümüş bir şey var Danimarka krallığında."

Sakin kafayla okunması gerektiğini düşünüyorum zira önermeleri, söylenenler düşünmeye itiyor zaten okuyucuyu. Gözümün önünde yaşanmış gibiydi olaylar, kardeşlerin kendi arasındaki ilişki, kötü örnek bir baba ve önü alınması imkansız bir cinayet. Soğuk havalara uygun gibi gelirdi önceden ama öyle değilmiş, bunu fark ettim. Dostoyevski dedeme bir kere daha hayran kaldım, başka birisi bu kadar iyi yazamazdı muhtemelen, sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın, benim aksime sindire sindire okumanızı tavsiye ediyorum, son olarak, okuyunuz okutunuz efendim.

başarısızlıkla lanetlenmiş iki dost ve onların toplumdan hep dışlanması bir şekilde, komik ve bir o kadar da acı verici, sonunda da en iyi bildiklerine dönerler “başlarlar kopya etmeye.”

kendi sonuna koşan bir adamın içler acısı hikayesi, bu durumda “bilmemek mutluluktur” sözü çok yerinde olacaktır, kesinlikle okunmalı.

"eğer ben aşk için yaratılmadıysam o zaman evlilik için de yaratılmamışımdır." jane bana gurur ve önyargıda gördüğümüz elizabeth bennet'ı hatırlattı, rochesterle arasındaki aşk-nefret ilişkisi, eşit olmayışları ve sonunda ilk aşka dönüş, yaralayıcı fakat güzel bir eser, okuyunuz efenim.