Toplam yorum: 3.085.015
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

Satroba Tarafından Yapılan Yorumlar

01.11.2005

babilli hekim temelde tarihi ve tıbbi olaylara ilgisi olanlar için çekici denebilecek bir kitap.özellikle m.ö. 300 lü yıllarda topraklarımızdan geçerek bir kültürler kaynaşmasına sebebiyet veren makedon fetihlerine ve o fetihlerde başrolde olan büyük savaşçı iskenderin serüvenine yaptığı göndermeler ve kesişme noktaları ile göze çarpan bir eser.ana kahraman olan hekşm tamatamın yaşadıkları tarihi bir gerçeklik olan iskender seferleri ile bütünlenmiş.bu noktada bazı kopukluk ve harekette düşüşlerin okunabilirliği düşürdügü söylenebilir ancak genel olarak okunabilecek bir eser.
12.06.2005

bahsedilen bütün örgütlerin, ritüellerin ve inanışların gerçek olaylara dayandığı kitap. o kadar zamanlık tampliye şövalyesiyim foucault sarkacı üstüne tanımam diyordum ki bu kitabı okuma şerefine nail oldum. pagan inanışları hakkındaki düşüncelerimi değiştirdi. cinselliğe bakış açımı değiştirdi. satanizm, katoliklik çekişmesinin sebebi aşikar oldu. kutsal kase (ki bunun maria abla olduğunu sanki yeni ve gizemli bir bulgu imiş gibi önümüze koyuyor, bir iki kitap karıştırmış olan bu hipotezi en azından bir kere duymuştur. kitaptaki sorun birçok şeyi sanki yeni bir şeymiş gibi ısıtıp önümüze koyuyor, halbuki 1980 ve hatta daha önceki tarihlerde yazılmış olan holy blood holy grail gibi kitaplar bütün da vinci code'un anlatmak istediğini kat kat daha detaylı bir şekilde anlatmaktalar. hatta bütün hz isa soyunun detaylarını ve ortaçağ sinclair ailesinin tarihini dökmektedir. bu vesileyle rahatlıkla eleştiri konusu oluyor) olayının derslerini çıkardık. kutsal feminen ve dünyamızdaki yeri güzel anlatılmış.

nefis bir kitaptı. foucault sarkacına nazaran çok kolay okunabilmesi ve daha sürükleyici olması ama daha az kapsamlı olması, buna rağmen yeterince detaya inebilmesi ile takdir üstüne takdirimi kazandı, takdir kare verdim.

ha, olaylar ve örgüt liderlerinin fictional olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. o kadar da inanmayın yani kitaba.
12.06.2005

kitapta anlatılan olay uzun bir zamanı kapsadığından anlatım genel olarak ayrıntılar yerine olayların ana hatları üzerine kurulmuş. yani yazar 6 günlük, bir aylık, hatta bir kaç yıllık periyotları kısıtlı sayfalar içinde birden anlatıp geçtiği için anlattığı dönem hakkında ayrıntılı bir bilgi vermekten çok genel olarak dönemi tanımanızı sağlıyor. örneğin yolculuğumuzun ilk 6 günü zorlu geçti sonra x yerinde durakladık gibi bir cümle sadece gezi yapıldığını bildiren bir tümcedir. oysaki 6 günlük çölde yapılmış bir gezi bir kitabı dolduracak kadar çok ayrıntıya sahip olabilir.
tüm kitap aşağı yukarı bu seyirde devam ettiği için çoçukluğundan itibaren bize anlatılmaya başlanan karakter hakkında açığa çıkması gereken birçok belirsiz nokta kalıyor. öyle ki bir okur hacdan yeni dönmüş biri nasıl olur da hemen hristiyanlığı kabul eder diye sorabiliyor. kitapta aradan birdenbire 2 yıl geçiyor ve ana karakterin bu sürede geçirmiş olduğu düşünce evrimi bize anlatılmıyor. olay kaldığı yerden yine hızlı bir biçimde devam ediyor. hatta kitabın sonuna doğru zaman trafiği iyice hızlanıyor, kitaba giren yeni karakterler iyice saydamlaşıp, bir iki özelliğiyle anlatılmış halde karşımızda duruyorlar. sonra bu yeni karakter ortaya yeni bir özelliğiyle tekrar çıkıp olayların akışını değiştiriyor. kimin ne düşündüğünü ne hissettiğini anlamaktan çok şöyle oldu, böyle yaptı iki yıl geçti ve sonra şu oldu şeklinde bir anlatım tarzı benimseniyor.

yazarın kullandığı dil yalın ve anlaşılır. kitapta uzun ruhsal, fiziksel betimlemelerden kaçınıldığı için çok uzun cümleler kurulmamış. hatta betimlemeler yok denecek kadar az. olay akıcı bir biçimde anlatılmış.
kitabın çevrisinde ilginç bir noktada zengin kelimesinin neredeyse hiç geçmemesi, onun yerine varsıl kelimesinin kullanılmış olması.

herşeye rağmen okunması gereken bir kitap. bir devir, müslümanlar, hristiyanlar ve bu iki dine mensup insanların birbirleri hakkında neler hissettiği, neler düşündüğü, yavuz ve kanuni dönemlerinde dünyanın çeşitli yerlerinde ki müslümanların ne halde olduğu, bu dönemde osmanlının avrupa ile ilişkileri, işgalci devletlerin, sultanların neler yapabileceği hakkında çok çeşitli şeyler öğrenilebilir. ve bir gezginin yaşantısı hakkında
29.11.2004

hayal kırıklığına uğramak, beklentiye girmek görecelidir.Her insan okuduğu eserlerden farklı çıkarımlar farklı bilgiler ve hazlar alır.Bence Elif şafak bu kitapta herkese istediğini sunmayı başarmıştır.uzun ve sonu enteresan bağlantılara uzanan cümleleri çok farklı yaklaşımları; bu da insanın aklına gelir mi dedirten düşünceleri ve kelimelerle oynanan dilsel oyunları ile okunulması keyifli bir yazar ve eser.
06.05.2004

bu kitabı hakkında hiç yorum okumadan sadece tavsiye üzere okudum.semerkand da hasan sabbahla ilgili bölümler beni tatmin etmemişti şimdi daha hakimim konuya.içerik hakkında fazla yorum okumadan kitaba dalın böylece sürprizleri kaçırmazsınız.kolay gelsin..