E-Dergi

Siz de "Bir işe girişmek istediğim zaman içimde bir direnç, bir gerginlik hissederim, yetersizlik duygusuna kapılırım, başladığım işi bitirmekte güçlük çekerim, kendi hakkımı korusam içimi bir suçluluk duygusu kaplar, kelbimin en gizli köşesinde biliyorum ki ben de bir eksiklik, bir tuhaflık var, katı ve mükemmelliyetçiyim, elimden bir iş gelmez, genellikle karamsar ve çöküntü içindeyim, nasıl duygular içinde olduğumu bilmiyorum, ağladığım, kızdığım, korktuğum zaman kendimden utanırım, rahat uyuyamam, kendim de dahil hiçkimseye güvenemem, kendimi anama da babama da yakın hissetmedim."gibi sözlerle kendinizi tanımlıyorsanız iç çocuğunuz çok yaralanmış demektir. Bu kitapta çok ciddi bir var. Fakat inanç yönünden kuvvetli bir insanın bu kitaptaki bilgileri dini hayatı ile birleştirmesi durumunda çok daha iyi sonuçlar alabileceğini düşünüyorum. Özellikle dua bu kitabın gösterdiği sorunların en keskin çözümü olarak görülebilir.

Huzur Sokağı bir roman. Romanlar sıkıntılı zamanlarda üretilen eserlerdir. Genelde özlenen dünyanın tarifini yapar. Huzur Sokağı da o sıkıntılı zaman şehrinde bir sokağı daha doğrusu o sokağın insanını tanımlıyor, bir model oluşturuyor. Eserin bu açıdan biçimden çok özüne odaklanmak gerekir diye düşünüyorum. Öz itibariyle kitabın da arka yüzünde belirtildiği gibi "hasretini çektiğimiz huzurlu bir cemiyetin ana hatlarıyla küçük bir sokakta sembolleşmiş şekli" Huzur Sokağı. Bu açıdan okunmasında fayda olduğunu düşünüyorum.

Sefa Saygılı bu eserinde çeşitli ruh hastalıkları hakkında genel bilgi veriyor eserinde. Eserden çözüme ummayı beklemeyiniz çünkü sadece hastalık belirtileri ve bu hastalıkların psikiyatride nasıl çözüldüğü anlatılıyor. Yani psikiyatrist olmayan okurlar sadece hastalık belirtilerini öğrenebilir fakat çözüm noktasında bir yere varamazlar. Eser çözümü psikiyatriye dolayısıyla ilaçlara teslim ediyor.

Kitap herşeyden önce çevirisinin kalitesi noktasında takdiri hakediyor. Çünkü kitap bilim tarihinin en önemlilerinden beş denklemin hikayesini anlatıyor. Dolayısıyla edebi bir yönü de var eserin. Fakat çevirmen bunu Türkçe'ye çok güzel aktarabilmiş. Guillen de okuyucuyu bilimin karmaşık mantığında boğmadan hoş bir gezintiye çıkarıyor eserinde. İzafiyet teorisi, newton çekim yasası, entropi yasası, bernolli denklemi ve faraday yasasının çıkış hikayelerini ve bunların insanlık üzerindeki etkilerini öğrenmek isteyenler için tavsiye edilebilecek bir eser.

Alexis Carrel'in Nobel Tıp Ödülüne layık görülen eseri İnsan Denen Meçhul. Bu eser insan denen mefhumu psikolojik ve fizyolojik yönden ele alıyor ve ikisi arasındaki muhteşem dengeyi izah ediyor. Eser, tıp ödülüne layık görülse de aslında çağları aşan bir üsluba sahip. Tek okumada anlaşılması şahsî kanatimce çok zor. Çünkü eserde pekçok ilmî disiplinden derlenen tespitler var. Carrel, bilimin materyalist yüzünün manaya karşı insanlığı ne kadar hantallaştırdığını da anlatıyor. Bilimin özgür düşünce adı altında bir yöndeki düşünce yapısına karşı ne kadar müstebid olduğuna da işaret ediyor. Hakikat düşkünü okurların hızlı ilerleyemeyecekleri bir kitap.