Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

fortis_et_liber Tarafından Yapılan Yorumlar

05.01.2019

Daha önceden okumama rağmen koleksiyon değeri nedeniyle aldım. Gerçekten de harika bir ciltleme ve baskı kalitesi var. Kütüphanenizde bulunması gereken nadide bir eser.
24.02.2009

Orhan Pamuk'u klasik Türk edebiyatı gözlükleri ile yorumlamamak gerekir.

Onun romanlarında Yaşar Kemal'in İnce Memed'i gibi sevda destanları göremezsiniz belki. Ya da Tarık Buğra'nın Küçük Ağa'sındaki destansı milli öyküler de bulamazsınız. Halide Edib'in Sinekli Bakkalı'ndaki şehrin kıyısındaki, köşesindeki insanların hayatlarını da göremezsiniz. O direk olarak mutlu azınlığı inceler. Mutlu azınlığın, ufak mutsuzluklarından kocaman bir roman çıkarır. Belki dünya okuyucusu işte bu özelliği nedeniyle Orhan Pamuk okuyor. Büyük duygularla destansı romanlar yazmak yerine ufak, ufak şeylerden büyük anlamlar çıkararak romanlar yazmak.

Masumiyet Müzesi, yazarın en iyi kitapları sıralamasında ilk üçe girer. Kemal ile Füsun'un aşkı, bildiğimiz Türk filmi tadında aşklara benzemez. Kemal ile Füsun'un aşkı, dönemin ahlak kalıpları arasına sıkışmış ve bu nedenle bir türlü kavuşamamanın verdiği sıkıntı nedeniyle, kendi içerisinde barındırdığı küçük olaylardan bile mutluluk çıkarabilme yeteneğine bağlı bir aşktır biraz da.

Yıllar yılı, akıcı bir kurgu içerisinde, zaman ve mekanın gözümüze sokulacak şekilde belirli olduğu romanları okuyan Türk okuyucusunun Orhan Pamuk'un romanları ile bir anda barışması zor. Ayrıca kendisinin Türkiye Devletinin resmi ideolojisi karşısındaki muhalif duruşu nedeniyle, ülkenin vatan hainleri sıralamasında üst sıralarda yer alan bir yazar olduğu da düşünülürse, Orhan Pamuk'un beğenilmemesinin nedenlerinden birisi de açığa çıkmış olur.
24.02.2009

George Orwell'in "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört" adlı eseri kadar ünlü olmasa da, en az o eseri kadar esaslı bir şekilde sosyalizm eleştirisi yapan değerli bir kitabıdır. Başlangıçta eşitlikçi bir gelecek için bir araya gelerek, elbirliği ile insanları çiftlikten kovan hayvanların, yavaş yavaş domuzların kölesi haline gelmesi süreci, gayet yalın ve masal ögeleri kullanılarak anlatılmış. Özellikle domuz iktidarının geçmişe dair bütün olumlu unsurları silmesi ve diğer hayvanları eşitlik mottosu ile kandırması bugünün dünyasında sosyalist fikre itibar edenlerin, bu fikir hakkında bir kez daha düşünmesi gerekliliği için önemli bir vurgudur. Kısa bir şekilde tanımlamak gerekirse: Değerli bir kitap...
18.01.2009

Ahmet Ümit, kitabı yazmadan evvel mevlevilik hakkında özenli ve geniş bir araştırma yapmışa benziyor. Romanından yer yer mevlevilik konusunda önemli bilgiler veriyor.

Karen Kimya, eski bir derviş ve semazen olan babasının yurduna, Konya'ya işi için gelir, fakat geçmişi ve rüyaları kendisini rahat bırakmaz. Şems ile birlikte Konya'nın ruhani atmosferinde hakikatın peşine düşer. Peki nedir o hakikat ve bulabilir mi o hakikatı? Onu da romanı bitirdiğinizde anlayacaksınız.

Roman tekniği açısından, karakterlerin ruhani ve fiziksel tahlilleri açısından, merak unsuru açısından, çok üst düzey bir roman olmamakla birlikte, okunmayacak derecede kötü bir roman olmadığı da bir gerçeklik.