E-Dergi

Kitabı çok eski basımdan okudum güzel çevrilmişti. bunun çevirisi nasıl bilemem ama felsefe yazmayı amaçlamamışsa bile yazar çok güzel eleştirel bir felsefe kitabı yazmış bence. Bir de insan sessizce düşüncelere dalar ya hani onlarca yıl önce de başka insanları aynı konulara kafa yorduğunu görmek bana çok iyi geldi. Bazı isimlendiremediğim kavramlara da güzel isimler konuşmuş örneğin acunsal yaşam enerjisi gibi. Ve kitabı bu yıllarda yazılmış politik bir eleştiri makalesi gibi bile okuyabilirsiniz karşıt görüşe ithafen. Yani nereye çekseniz gelecek esneklikte ve herkes kendi gerçekliğini bulabilir bu kitapta. Ben çok sevmiştim...

Ön satıştan aldım bu kitabı. Güvendiğim bir kitap kurdu yabancı basımını okuyup önermişti. Daha önce hiç okumadığım bir yazar olduğundan ne okuyacağıma dair tek bir fikrim yoktu. Kitap kronolojik gitmediği için ilk başlarda hikayeyi takip etmekte biraz zorlanıp bazı detayları kaçırsam da kısa süre sonra hikaye içine çekmeye başladı beni. Karakterlerin derinliklerine inildikçe hikayeyi çok beğendim ama sonlara doğru harika bir kitap okuduğumu düşündüm. Bir çok altını çizdiğim cümle oldu ve kitabın sonuna geldiğimde göz yaşlarıma engel olamadım. Yüzlerce kitap okumuşumdur uzun süredir bu kadar güzel biten, son sayfası son paragrafı bu kadar güzel yazılmış bir kitap okumadım. Şahane bir anlatım, şahane bitiş, ustaca kaleme alınmış. Göç etmek zorunda kalan ve parçalanan bir ailenin başına gelenler karşısındaki hisleri, kararsızlıkları ve müthiş bir aile olabilme mücadelesi...

Anksiyetem olduğu ve ana konusu çocuğuma bir şey olma korkusu olduğu için kitap beni biraz tetikledi açıkçası çünkü bu konularda baya bir gerilim veriyor. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ama muazzam bir anlatım gücü olduğunu düşünüyorum. Biraz bilinç akışı tekniği gibi yazmış. Ben kitabı bir yol önce okudum ama hala hatırımda olması ne kadar etkili olduğunun ispatı zaten.

Sinan Hocamız, Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünün en iyi Profesörlerindendir. Ben kendisinin 15 yıl önce öğrencisiydim. Yaratıcı drama teknikleri ile nasıl bir method öğretmeni olacağımızı bize öğretirken onun tınılı sesinden dökülen cümleler bizde o an kitap okuyor hissi uyandırırdı zaten. Aniden paylaşılan bir duygu sonrası ahmed Arif'ten ve ezberden bir şiir okuyarak mıh gibi çakılırdı aklımıza. Dersten çıktığımızda müthiş bir duygu kalırdı kalbimizde. Sinan hocamızın kelamı da kalemi de hep kuvvetliydi. Yazdığı bir sürü kitap var zaten ama bu üçlemesi zamanın çok çok ötesinde. Biraz metafiziğe ilginiz varsa elinizden de bırakamayacağınız kadar iyi yazılmış. İnsanlık ile üstün uzay ırklarının döngüyle kaderin buluştuğu noktada yaktıkları ağıtın ne kadar da ortak bir duygu olduğunu bize gösteriyor. Kitaptaki sahla adı verilen varlıklar benim en ilgiyle okuduğum kısımlar oldu. 3. kitabı en kısa sürede okuyacağımı biliyorum.

Alper Kamu serisinin ilk kitabını okuduğumda büyülenmiş, ne harika fikir demiştim. Ayrıca Afili Filintalar neşriyatının izlerini de taşıyordu. Emrah Serbes'in kaleme aldığı hayta oğlan çocukları ile de benzer yönleri vardı elbet. Yine de çok özgün bir üslup gelmişti bana.6 Yaşında İndigo çocuğun boyundan büyük lafları ve kıvrak zekasıyla okuma keyfi yüksek bir roman serisi. Bu polisiye macera serinin ilk kitapları kadar beni hayrete düşürmese de yine de beğendim ve okunması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Murat Menteş, Emrah Serbes okuru iseniz muhakkak Alper Canıgüz'ün de kitaplarına bir göz atmalısınız.