E-Dergi

belli ki mustafa armağan'ın hayatı araştırma yapmakla geçiyor. fakat kitapları çok dağınık geliyor bana. bir kitabında değindiği konulara diğer kitaplarda da değiniyor. konuları çoğaltmadan daha detaylı olarak bir bütünlük içerisinde olsa çok daha iyi olur. bizde her kitabında yeni şeyler okumuş olurduk.

abartılacak bir kitap değil. kitap değilde makale olarak yazılabilirdi. edebi yönü zaten sıfır.

karakterler arasındaki diyalogların kurgulanışı mükemmel. tanıtım yazısında köy enstitülerinin kuruluşunu anlattığına değinmesine rağmen, sadece köy enstitülerini değil o dönemin kitaba konu olan yörenin tüm özelliklerini işliyor.

tek kelime ile mükemmel. bu kitabı okumakla sadece okumuş olmuyosunuz. aynı zamanda izliyorsunuz, yaşıyorsunuz. elinizde değil, bırakamıyorsunuz. okudukça okuyasınız geliyor. hiç mi kötü yanı yok kitabın, var.

kitabı okuduğumda gördüğüm tek olumsuz yanı;
kitap bittikten sonra hüsranla karşılaşıyorsunuz. yazarın yeni çalışmalarını beklemek zorunda kalacaksınız

kitabı okurken edindiğim olumlu bir izlenim ise;
popüler kültürün ticari mahiyeti çok yüksek olan alamsız dizilerinden sizi kurtarmaya fazlasıyla gücü yetecek bir kitap.

(yazarın bir önceki kitabı olan TEŞKİLAT 'da aynı heyecanla okunabilirliliğe sahip)

hakikaten büyük bir hevesle aldım bu kitabı. ilk bölümününde kitabın(mete tunçay bölümü). niyazi berkes diye bir adam varmış, onla girmiş olduğu polemiği getirip de resmi tarih yalanları isimli bir kitabın konusu yapmak çok anlamsız. almayanlara tavsiyem almamaya devam etsinler.