E-Dergi

Bu gerçekten görülesi beş şehrimizi o kadar güzel anlatmış ki Ahmet Hamdi, kitabı elime alıp bahsi geçen yerlere tekrar girmek istedim okurken.
Özellikle İstanbul ve Bursa'ya bayıldım. Tarih,edebiyat,sanat daha ne olsun...

En sevdiğim ve her yaz periyodik olarak tekrar okuduğum bir dünya klasiği.Dilini ve Henriet'in hassasiyetini çok beğendiğim bu kitabı okurken Balzac'ın kusursuz ve detaylı tasvirleriyle kendimi Tours vadisine bir tepeden bakıyormuşum gibi hissettim gerçekten.Bazı sıradan duygu ve düşünceler o kadar güzel ifade edilmişti ki etkilenmemek elde değildi.Henriet'in bir buluşmalarında Felix'e söylediği "Acılar sonsuz oluyor,sevinçlerinse bir sonu vardır" cümlesi de en sevdiğim altı çizili cümlesidir.

Bazılarını tasvip etmediğim fakat enteresan bulduğum pek çok mesajın verildiği daha ilk sayfaları okuyuşumda birden fazla kez okuyacağımı anladığım ve otobüs-metro-bilimum toplu taşıma araçlarında bile alt çizme kalemimi elimden düşüremediğim sürükleyici bir kitaptı.

O kadar komplex ve zor konuları o kadar anlaşılır,okunası ve insanı tefekküre sevkedecek şekilde anlatan başka bir bilim adamımız daha var mı bilmiyorum ama ben onu okumaktan inanılmaz zevk aldım.Böyle bilim insanlarımızın yaşarken hakettikleri değeri görmelerini çok istiyorum ve kendisine takdir ve saygılarımı sunuyorum...

Okuyan herkesin ilk 10 listesine giren ender kitaplardan biridir herhalde.
Yalın bir öyküsü olmasına ve dünyanın sıradan insan hayatı devinimini anlatmasına rağmen dili,duygusu ve olayları ile başkalaşmış fakat hakettiği saygıyı görememiş bir kitap diye düşünmekten de alamıyorum kendimi..