Toplam yorum: 3.080.122
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

Kitap, ihtiyaçtır... Tarafından Yapılan Yorumlar

Osmanlı’nın Rusya’yla savaşa girmeye hazırlandığı 1914 yılının Erzurum Vilayeti’nde geçen roman, vilayetin uzak bir köşesinde yer alan Çiğdemli, Ulya ve Armanlı isimli üç köyde yaşanan trajediyi anlatıyor. Olay örgüsü, halkın tedirgin olduğu bu dönemde söz konusu üç köyden birine yapılan baskından sonra yaşananları, yüzyıllardır beraber yaşayan insanların arasına giren düşmanlığı hikâye ederken, kör şiddetin ne denli tehlikeli olabileceğini anlatıyor.
İspanyol romancı Rafael Chirbes ‘Eski Dostlar’da, bir zamanlar dünyayı değiştirmek için yola çıkan bir grup gencin hikâyesini anlatıyor. Gençlerin hikâyesini ilgi çekici kılan başlıca unsur, her birinin dünyayı bildik yöntemlerle değil, kendilerinden başlayarak değiştirmeye çabalamış olmaları. Dolayısıyla, her seferinde farklı bir karakterin gözünden anlatılan olaylara yer veren roman, değiştirme ümidinin karakterlerin iç dünyalarındaki yansımaları üzerinden veriyor. Karakterler, bir zaman şehre yaptıkları yolculuk sonrasında, değiştirmek için yola çıktıkları düzenle mücadele ederken aynı zamanda kendileriyle giriştikleri hesaplaşmayı da hatırlıyor.
Hürriyet Yaşar’ın hazırladığı ‘Yiğit İken Ölenlere’ isimli bu antoloji, Türkiye’nin usta kalemlerinin yapıtlarında, 12 Mart askeri darbesinin izini sürüyor. Darbe dönemini ve sonrasında yaşanan büyük yıkımı metinlerine katık eden bu isimlerin, yaşananların sonraki kuşaklara edebiyat yoluyla aktarılması anlamında önemli bir görev üstlendikleri kuşkusuz. Darbe döneminde ve sonrasında yaşananlar, alt üst olan toplumsal hayat, öykülerin asıl çerçevesini oluşturuyor. Kitapta ayrıca, 12 Mart’ın yarattığı tahribata odaklanan, bu darbenin 12 Eylül’e giden yolu nasıl döşediğini anlatan, Hürriyet Yaşar’ın kaleme aldığı bir yazı da bulunuyor.
Peter Lauster ‘Tüm Kalbinle Yaşa’da, modern hayatın barındırdığı tüketim çılgınlığı ve kariyer baskıları karşısında, bireyi iç dünyasını, ruhunu keşfetmeye davet ediyor. “Ben burada bir otorite, bazı ‘öğrencilerin’ öğrenmesi için bir şeyler anlatan biri değilim. Benim kitabım otoriteden uzak bir noktada duruyor, çünkü biz birlikte tüm otoriteleri sorgulayacağız. Sonuçta birçok soru ortaya çıkacaktır; bunların cevaplarını da birlikte arayacağız.” diyen Lauster, oldukça basit sorular üzerinden, bireyin modern hayatta hangi otoritelerin baskısı altında yaşadığını ve kendi içine dönme çabasının, sıkıntılara bakış açımızı tümden değiştireceğine inanıyor. Yaşamı ve mutluluğu oluşturan ayrıntılar üzerine düşünen Lauster, hayat deneyiminin ne anlama geldiğini ve bireyin bundan nasıl bir ders çıkarılabileceğini irdeliyor.
Kitap, Kurtuluş Savaşı’ndaki kara mücadelesinden çok, o dönem denizlerde ne gibi mücadeleler yaşandığına odaklanmasıyla ilgi çekiyor. Armatör turizmci Kahraman Sadıkoğlu’nun ailesinden kişiler; CHP milletvekili Ahmet Gülyüz Ketenci’nin dedeleri; bugünün Mudo’su olarak bilinen Tavilzadeler; Prof. Dr. İsmet Giritli’nin babası Tahir ve kardeşi Ali; Kalkavan ailesinin akrabaları; Doç. Dr. Emin Gürses’in amcası ve tabi kitapta ağırlık nostasını teşkil eden İpsiz Recep’in Milli Mücadele’de yaptıkları, Balcı’nın kitabında anlatılan gerçek hikâyelerden birkaçı. Balcı’nın ilk baskısı 2004’te yapılan çalışması, Kurtuluş Savaşı’nın şu ana kadar çok işlenmemiş bir cephesini ve bu cepheye katkıda bulunmuş isimleri anlatmasıyla dikkat çekiyor.