E-Dergi

Dan Brown'ın en son kitabı, yine okurlarını soluk kesen bir maceranın içine çekiyor. En başından en sonuna kadar kesintisiz devam
eden olay örgüsü,yalın ve akıcı anlatımıyla kitap yine okurun beklentilerine cevap veriyor. Bir solukta okuacağınıza ve çok beğeneceğinize inanıyorum. Keyifli saatler dilerim...

Elif Şfak'ın diğer kitaplarında da olduğu gibi bir manik depresif, bir kimlik kargaşası yaşayan, bir dinsel yozlaşmaya karşı direnen geleneksel karakter, bir de gurbet ve sıla içinde gurbet yaşıyan arafta kalmış bir karakterin bulunduğu kitap az buçuk da olsa sanki yazarın "İskender" isimli romanına esin kaynağı olmuş. Çok sürükleyici değil fakat yalın anlatımı ve çok fazla tasvire değinilmemesi okunmasını kolaylaştırıyor. Bir kitap kurdu olarak çok fazla etkilenmediğimi söyleyebileceğim bir kitap. Benim için tuzsuz et gibiydi, yani ufak tefek bişeyler eksik.

İhsan Oktay ANAR'ın kitaplarını takip eden ve tüm serisini okuyan bir okur olarak, okurken keyif alamdığım ikinci eseri. Olaylar ve hikayeler kopup, bir anıdan başka bir anıya atlayıp durmuş, Çok çok eski zamandan neredeyse günümüze gelmiş ve bu geliş atlamalarla gerçekleşmiş. Benim için hala Puslu Kıtalar Atlası bir numara. Umarım yazarın bir sonraki eserini de ilk eseri kadar zevkle okurum.

Kitaptaki kadın karakter Anastasia Steele'nin Grey Şirketler Topluluğunun CEO'su Christian Grey'le röportajı ile başlayan hikaye giriş kısmında ve gelişme bölümünün ilk aşamalarında okuyucunun ilgisini çekip, merak ettirecek bir akıcılığa sahip fakat Anastasia ve Christian'ın ilk cinsel birlikteliklerinin ardından gelen olaylar, okuyucuda herhangi bir merak uyandırmıyor. Yerli yersiz hatta bazen sudan sebeplerle erkek karakter kadın karakteri arzuluyor ve pek çok defa farklı durumlarda seks yapıyorlar. Kadın aşkı isterken, erkek sadece bir vücut arzuluyor. Bununla birlikte erkek karakterin aşık olduğu fakat bunu dile getiremediği de gizli gizli okuyucuya aktarılmaya çalışılıyor. Bana göre tatmin edemeyen, lezzetsiz ve yavan bir kitap. Sinemaya uyarlanmış pek çok kitapla kıyaslandığında,meraklısı için belki erotikliğiyle iddalı sayılabilecek fakat sanatsal yeterlik bakımından alt seviyede. Henüz serinin diğer iki kitabını okumadım ama umarım bundan daha iyidirler.Bu kitabı şahsım için zaman kaybı olarak nitelendiriyorum.

Yine Komiser Nevzat ve genç arkadaşları, faili meçhul bir cinayetin peşindeler. Dünyaca ünlü tarih profesörü Nüzhet, yirmi bir yıllık aradan sonra terk ettiği kendisi gibi tarih profesörü olan Müştak Serhazin’i arar ve hiçbir şey olmamış gibi bir akşam yemeği için evine davet eder. Hayata küsmüş olan Müştak, eski sevgilisinin bu davetine uçarak gider. Gençken geceleri kalmaya da geldiği Sahtiyan Apartmanı’ndaki eski sevgilisinin dairesinin önüne geldiğinde kapıyı aralık bulur. İçeri girdiğinde Nüzhet’in cansız bedeniyle karşılaşır. Ama Nüzhet’in öldürülüş biçimi Müştak’ın karanlık dünyasını bir kez daha karartır. Daha yeni geldiği evde cinayeti kendisinin işlediğini düşünür. Böyle düşünmekte de haklı sebepleri vardır.
Yer yer okurken sıkılabilirsiniz ama yine de ilginç sayılabilecek bir kurgusu var. Keyifli okumalar…