E-Dergi

İstanbul'un muhtelif köşelerinde gerçekleşen ve birbirini takip eden cinayetlerin ardındaki ilginç sır perdesini aralayan Komiser Nevzat'ın yerine zaman zaman kendinizin geçtiğini göreceğiniz bu roman, aynı zamanda medeniyetler beşiği İstanbul'da vaktiyle kurulup yıkılmış devletler ve kurucuları hakkında da yüzeysel de olsa okuyanı bilgilendiriyor.Kim bilir, belki de bu romanı okuduktan sonra içinde adı geçen imparatorların hayatlarını da öğrenmek isteyeceksiniz.

Yazarın diğer romanında oduğu gibi bu romanda da akıl almaz bir cinayet davası aydınlatılmaya çalışılıyor. Bahçivan tarafından düğün gününde öldürüldüğü iddia edilen gelinin annesi tarafından olaya alınan dedektif, bu romanda da suçluyu silik izleri takip ederek buluyor. Zaman zaman kitabı durağanlaştıran kısımlarına rağmen, en az birinci kitap kadar dikkatinizi cezb edecek başka bir cinayet romanı daha. İyi okumalar.

Ana karakterinin emekli bir polis dedektifi olduğu bu roman, ünlü bir ruhani liderin birkaç hafta önce posta kutusunda bulduğu, aklından tuttuğu sayıyı bilen ve bir tehdit niteliği taşıyan mektuptan dedektife bahsetmesiyle başlıyor ve okuyucuyu büyük bir merak girdabına sokuyor. Kitabın başından itibaren katilin kurbanlarının aklından geçirdiği sayıyı nasıl bildiğini, hiç iz bırakmadan bütün cinayetleri nasıl işlediğini ve bölge polisleriyle nasıl dalga geçen bir şeytan olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız. Katilin kim olduğunu öğrendiğinizde ise şaşkınlığınızı saklayamayacaksınız. Sıkılmadan okuyabileceğinizi söyleyeceğim bir cinayet romanı.

Adriana Maggasi adında genç bir kadın yıllar önce Brezilya’da gerçekleştirilen seri cinayetlerdekine çok benzer bir şekilde öldürülür. Genç kadının sevgilisi, olay günü kadının apartmanının asansöründe iki saat mahsur kaldığını iddia ettiği ve üzerinde kurbanın kanı olduğu için baş şüpheli olarak polis şefi Sensi tarafından gözaltına alınır. Doktor Claps da uzman olduğu psikoanalitik yöntemlerle olayın aydınlatılması için Sensi’ye yardım eder. Olayı halka ilk duyuran gazeteci Greta Alfıeri ise hiç beklenmedik bir şekilde bu olaya dahil olur. Fakat gerçekler hiç de sanıldığı gibi değildir.
Kitabın başından itibaren sürükleyici kurgusu ve akıcı anlatımıyla okurların beğeniyle okuyacağını düşündüğüm bu kitap, sürpriz bir sonla nihayet buluyor. Kitapta tasvir ve betimlemeye çok fazla yer verilmemiş. Bunu da olay ve şahıs kadrosu üstündeki yoğunlaşmaya bağlıyorum. Polisiye romanlardan keyif alan okurların bu kitabı da zevkle okuyacağından eminim.

İnsanların kendi gönül aynalarından kendilerine bakmalarını tavsiye eden, aşk üstüne, sevgi üstüne insanlığın beraberinde getirdiği tüm güzel özelliklerin üstüne divan edebiyatı ile kaleme alınmış mükemmel tasvirlerin bulunduğu fakat okurken dilinin en azından benim için ağır olduğunu söyleyeceğim bununla birlikte yine de anladıkça keyif aldığım bu kitabı herkese tavsiye ederim.