E-Dergi

İlham verici.Roman yazmaya dair gibi dursa da hayatın her alanı için çok kullanışlı ipuçları içeriyor.Murakami'yi sevip hakkında bir şeyler bilmek isteyenler için de harika bir eser.

Uzun zamandır bekliyordum.Çıkar çıkmaz alıp okudum.Beklentim çok yüksekti.Ama kitap beklentimin üstünde başarılı.Bazı sayfaları dönüp dönüp okudum.Hele o söz yok mu 'insan 30 yaşına kadar kendini yaratır gerisi rötuştur'.Bana bu kitaptan kalan onlarca harika sözün en etkilisi oldu.Kesinlikle üçlemenin en iyi kitabı.Zaten Eroğlu'nu ancak kendisiyle kıyaslayabiliriz.Onu tartacak başka bir ölçü yok.Tam bu kitap yazarın sanat yaşamının kreşendosu dediğimde arkadan daha iyisi geliyor.Uzatmaya ne hacet,herkes okusun isterim.Türk-Kürt savaşının anlatılmaya ihtiyacı var.Anlatılmaya ve anlaşılmaya sonra da geride bırakılmaya.

Hakkında çok konuşulan kitaplara yönelik,vakti zamanında oluşmuş bir önyargım var.Bunu kırmak için ve en çok da isminin güzelliğine vurulup aldım kitabı.Ancak,bana o önyargının hiç de boşuna olmadığını hatırlatmaktan başka bir işe yaramadı.Yazarlık eylemine çok saygı duyduğumdan,kitaplara ağır yorumlar yazmayı sevmem.Fakat biliyorum ki,buradaki yorumları dikkate alıp,kısıtlı bütçesinin imkanlarına göre kitap seçen pek çok kişi var.Kitap ilk 300 sayfa boyunca size harika bir hikaye anlatacağı vaadiyle yerinde sayıyor.Sonunda anlatılan hikaye de ipe sapa gelmez,inandırıcılıktan uzak bir şey.Ayağı bir türlü yere basmayan,inandırıcılıktan uzak karakterler ve kitabın ne anlatmak istediğini bir türlü anlamıyorsunuz.Vah Türkiye ne kadar berbat bir yer,herkes hapiste,ortadoğuya bahar geldi oraya gidip oryantalist bir macere yaşayalm,içelim sarhoş olalım,devrim yapalım tadında bir hikaye.Ortadoğu asla romana nüfuz edemiyor.Kıyıda köşede,eğreti duruyor.Yazar son günlerde çok yaygın olan muhalifim o yüzden çok önemliyim kontenjanından yararlanmaya çalışıyor.Bu damardan beslenmese kitaptan bu kadar sözedilmezdi.Dolayısıyla kitapta sık sık vurgulanan Türkiye karışık,gazetecileri kepçeyle hapse atıyorlar sözlerini bu damardan beslenme amaçlı ve samimiyetten uzak buldum.Kısacası inanmadığınız kitabı sevmiyorsunuz.Ortadoğu ikliminde geçen bir sex and the city denebilir.Yani zaman harcanmasa daha iyi olur.Almış olanların parasına yapacak bir şey yok ama en azından zamanınızı kurtarın.Çünkü zaman paradan kıymetli.

Ben ve benim gibi ilk okuduğu satırından beri tiryakisi olanlar,Ahmet Altan'ın kitabını uzun zamandır bekliyorduk.Daha ilk sayfada anlıyorsunuz ki yine beklediğimize değmiş.Tekinsiz karakterler,tekinsiz sorular.Ahmet Altan, okuru da kendisine , tehlikeli sorular sormaya kışkırtıyor.O sorular öylece cevapsız ve acımasız orta yerde kalıyor.Bütün büyük yazarlar böyle değil midir?Okuduktan sonra aynı kişi olmazsınız.Ahmet Altan'la sürprizlerle dolu ve değişmenin,dönüşmenin kaçınılmaz olduğu bir yolculuk.Kemerlerinizi bağlayın.

Herkes birilerinin ya da belki de en çok kendinin kölesi mi?Kitabı beğendim.İnsanı,kendine zor sorular sormaya kışkırtıyor.Ağır ağır ve sindirerek okumayı sevenler için harika bir tercih.Adeta,roman tadında bir akademik çalışma.Ama hayatını 140 karaktere sığdıranlara hitap etmeyecektir. Onlar için fazlasıyla yavaş.Bence ömrü uzatmanın ve ona kalite katmanın tek yolu ise yavaşlamak.Kitabı beğenmeyip eleştirenlerin de zaten bu tür eserlerin okuru olmadığını ve kitabın onların eline geçmesinin bir tesadüf olduğunu düşünüyorum.O yüzden çıtası yüksek bir eser olarak düşünüp,yorumları öyle değerlendirin.