Toplam yorum: 3.081.885
Bu ayki yorum: 1.565

E-Dergi

muftuihsan Tarafından Yapılan Yorumlar

29.12.2016

Bir Aliya klasiği. Okunmaya değer bir kitap. “NAMAZ, sadece dua, ibadet değildir.O,eskiden disiplin, birlik ve dayanışma okuluydu ve yeniden bu olmalıdır. O, temizlik, çalışma, birlikteliktir. Pagan İran’ın kaderini tayin eden Kadisiye savaşı öncesinde, uzakta, düz ve sıkı namaz kılan Müslüman askerlerini görünce Farslı komutan yanındakilere şöyle demiştir: “İşte, askeri tatbikattaki Ömer’in askerleri.”(s.36)
Bu sebeple de, bana biri “İslam nedir?” diye sorduğu ve özellikle de bunu çocuğum yaptığı zaman cevabım şu olacaktır: İman etmek ve iyi amel işlemektir. Ondan sonra da namaz, oruç, zekat ve hac hakkında konuşurum ve sonunda da şunu vurgularım, bunlar ibadetlerdir. Eğer senin ruhun Allah’a olan imanla ve davranışların iyilik etmekle doluysa onlar İslam’a aittir. Yok eğer bunlar yoksa bu ibadetler diğer bütün boş inançlar gibi anlamsızdırlar.(s.161)
Özellikle Müslüman mı Yoksa Tebea mı Yetiştiriyoruz?-Hicret Hakkında Düşünceler ve
Kur'an'ı nasıl okumalı? Yazıları okunmaya değer.
29.12.2016

“Cahiliye, iyi niyetlilerin sandıkları gibi, bir daha geri gelmemek üzere giden belirli bir tarihî dönem değildir.Aksine cahiliye,coğrafi bölge, durum, zaman ve mekân kavramları açısından değişik şekiller alan belli bir ‘cevher’dir.Görünürde şekilleri değişse bile ‘cahiliye’ olmaları açısından hepsi birbirinin aynısıdır.Aynı şekilde cahiliye; ister Arap, ister yirminci asrın cahiliyesi olsun, kötü niyetli kimselerin düşündükleri gibi ilim, bilgi, medeniyet, kalkınma, sosyal, politik ve insani değerler diye adlandırılan şeylerin karşıtı da değildir.”
Muhammed Kutub, sözü çağdaş cahiliyeye getirdiğinde ondan, ‘daha korkunç ve yıkıcı’ diye bahseder: "Bilim cahiliyesidir o! Deneyler, araştırmalar ve teoriler cahiliyesidir. Kendi gücüne âşık ve hayran, ulaştığı zirvelerle ve ufuklarla gururlanan maddi kalkınma cahiliyesidir. İnsanlığın yok edilmesine yönlendirilmiş, planlı, metodlu ve ilmî(!) temellere oturtulmuş, tarihte eşine rastlanmayan hile ve tuzaklar cahiliyesidir."
29.12.2016

Aslında bir 'Hanım Tefsiri' desek yanlış söylemiş olmayız. Erkek egemen bir alanda bir kadın ne kadar kendini gösterebilir diyebilirsiniz. Kadın gözünden bakış açısı kazandırabilecek bir yaklaşımla hem de Said Çekmegil Hocanın ocağında yetişmiş bir hanım tarafından yapılmış bu alanda başarılı sayılabilecek bir eser. Zaten Kur'an'ın baştan sona kadar yapılan bir sohbet çalışmasının yazıya geçirilmiş hali. Aynen Mahmut Toptaş Şifa tefsiri, Ali Küçük Besairül-Kur'an gibi tefsirlerde olduğu gibi baştan sona Kur'an sohbetlerinin sonradan tefsir haline getirilmiş hali. İlk baskıdan oluşan ve alıntı yapılan ya da istifade edilen tefsir ve kaynaklarının sınırlı olmasını saymazsanız başarılı bir çalışma olarak kabul edilebilir. Özellikle bir hanım kardeşimiz tarafından telif edilmesi bir artısı olarak kabul edilebilir. Bir hanım tarafından hazırlandığı gerekçesiyle sadece hanımların değil ısrarla erkeklerinde okuyabileceği bir tefsir. . Bütün kitaplar okuyucuya yönelik. Onlar okusun diye var.
25.12.2016

Arif Nihat’ın millî değer ve şahsiyetleri konu alan şiirleriyle dinî iman ve heyecanı işleyen şiirleri, 1950’den sonra yetişen yeni nesillerde tarih şuurunun ve dinî duyguların uyanmasında ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır. “Naat”ı ise duygu ve estetik bakımından son devirlerde bu vadide kaleme alınmış en mükemmel örnekler arasında yer alır. Kitaptan şiirler arasında berceste şiir olarak şunu almak mümkin:
UYUYOR MUSUN?
Koşa koşa gelip ''yoruldum'' diye
elini kalbine koyuyor musun?
''daha pek erkendir biraz büyüsün''
diyorlardı söyle: büyüyor musun?
Yoksa isyan edip parmaklarınla
en tatlı yaşını sayıyor musun?
Kuzular uyandı, kuşlar uyandı
güller uyandı, sen uyuyor musun?

Yarı yosun, yarı zambak kokunu
yine buğu buğu yayıyor musun?
Çocuk olmadığını orda görmüştüm
hala trabzandan kayıyor musun?
İçinden köpükler gibi taştığın
o yarım şeyleri giyiyor musun?
Kuzular uyandı, kuşlar uyandı
güller uyandı sen uyuyor musun? (s.106)
Hayırlı okumalar dileğiyle.
25.12.2016

Çileli, hapis ve sürgün bir hayatın sahibi olan Tatar âlimi ve düşünürü Cârullah, Rus kültürüne aşina, bunun yanında İslâm dünyasının içinde bulunduğu problemlerle ilgilenen, İslâmî yenileşme hareketlerinden haberdar ve Kur'an, fıkıh, hadis ilmine vâkıf bir kişiliktir. Sovyet yönetiminin uyguladığı baskı neticesinde Cârullah'ın ismi de unutturulmaya çalışılmasına rağmen fikirleri sadece Rusya ile sınırlı kalmamış, başta Hindistan, Mısır ve Türkiye olmak üzere yayılmıştır.
Kadın, her dönemin en çok tartışılan, sadece doğu toplumlarının değil,bütün insanlığın ortak meselesi olan meselelerin başından gelmiştir hiç şüphesiz.
'Medine hayatında Hane-i saadetin en sevgili hanımefendisi olmuş,evi bütün hanımlara muhatap olma şerefine ermiş, risaletin bütün dakikalarını müşahede ettiği için, Ashab-ı Kiramın her birinden ziyade nübüvvet bilgilerini hem sahabeye hem de İslam müçtehitlerine tebliğ etmiş,müçtehitlerin öncüsü ve müminlerin annesi Aişe-i Sadıka'(s.17)Özellikle ithaf okunmaya değer.